0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
231
Okunma
„Herkesin bırakın görünür olmayı, kendini başkalarının gözüne soktuğu bir çağda ömrünü bildiği yoldan ayrılmadan tamamladı Genco Erkal. Sahneden indikten sonra neredeyse görünmez olmayı yeğlerdi. Sormuştum, “Neden?” diye… Şöyle cevaplamıştı: “Bir varmış bir yokmuş olmak istiyorum”(Sayın Zeynep Miraç’ın GENCO ERKAL HEP VARDI HEPTE VAR OLACAK adlı yazısından alıntıdır. Tümünü okumanızı öneririm.)
Onun ilkin “Ölüm” haberi,
sonra onu toprağa verdiğimizden beri;
Boy-boy, sayfa-sayfa
fotoğraflar-anılar,
yitik, üzgün, mut ve umutlu insanlar
ve de soran-sorana;
“Peki şimdi ne olacak?”
Bu soruya en doğru cevap
Nazım Hikmet’ten gelir yine;
„En fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı." diye.()
Aynı soruyu
MIRIL’a sordunuzmu...()
Burada birşeyi size
açıklamam gerekir iyice;
MIRIL bir kedidir
ve Fatih Atpazarı’nın başıboş kedilerin en bilgesidir.
“Yaşlıdır, hep uyur,
duymadığını uydurur”
gibi gelir diğer mahalle kedilerine,
ama
aynı zamanda
en çetin sorulara bile
en gerçekçi cevabı o verir.
Onun için hayat bir EKMEK TEKNESİ’ dir;
“Fatih Atpazarı’nda Çamaşırcı-ütücü-Terzi denen
Mahsun’un gözleri uyku tutmadı o gece,
bilinmez-neden?
Zamanı hatırlamadığı bir süre önce
bir gece;
Süzgün gözleri ve ince boynu ile tıpkı SİYAM’LI SULTAN’a benzeyen,
camdan yada kıristalden yapılı,
beyaz-şeffaf-parlak bir ceylan görmüştü rüyasında.
Elini uzattı,
sekti ceylan sıçradı yana, dokundurmadı ama kaçmadı da,
durdu uzakta ona öylece baktı
ve gözleriyle sevdi onu.
Terzi Mahsun bitti,
sarardı-soldu gitti,
ceylana aşık oldu
ve bu rüyasını "Hâyır" niyetine yordu.
" Ondanmış demek ki!"
" Rüya bu HASPA, sen de mi inanırsın, insanlar gibi?"
" Neymiş?” Diye MIRIL uyandı,
gerindi patilerini öne uzatarak
pençelerini birbirinden ayırarak
mırıldandı;
“ Ne olmuş?”
" Bizim Terzi Mahsun vurulmuş."
" Ölmüş mü? Yazık!"
MIRIL yaşlıydı, duymuyor-uyduruyordu artık;
" Katil kimmiş, peki?" Tüm kediler güldüler.
" Sen uyumana devam et, MIRIL!" dediler.
Bunuda duymamıştı, yeniden mırıldanarak;
" Peki şimdi ne olacak?
" Mahsun abimiz gidecek Hor-Hor yokuşuna,
Tak-tak yeşil konağın kapısını çalacak;
" Kedinizi buldum bak!" diyecek ve kucaklıyacak;
" Kediyi mi?"
" Yok be MIRIL, yengeyi!
Onlar erecek muradına..."
" Bizde Terzi Mahsun’suz ve ekmeksiz kalacağız."
diye MIRIL mırıldandı usulca.
Sağırdı, yaşlıydı ama kanmazdı
ve ilk bölümü böyle biten bir masalada inanmazdı.“
“Tiyatro” da acaba,
-kısa sürede olsa-
Genco Erkal’sız mı kalacak?
“Hayır!
bu görevi alacak
onlarca-yüzlerce-binlerce “Genco’lar hazır,
Buna da az bir zaman gerekecek.
Nazım’ın gölgesinde yeşerecek
bir çiçek tohumunun zorluğu
kadar,
Tiyatro’daki Genco Erkal’ın soluğunu;
Sese, ritme, görsele çevirebilmek
zor bir iştir
ama
asla-ve-asla
imkansız değil!
() Usta Türk Şairi Nazım Hikmet’in hapishaneden karısı Piraye’ye 17.12.1940 tarihinde yazdığı KARIMA MEKTUP şiirden alıntıdır.
() 06.08.2010’da yazdığım FATİH ATPAZARI ŞİİRKAYELERİ’nin 3.ncü bölümü SİYAMLI SULTAN’dan alıntıdır.
5.0
100% (2)