8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1713
Okunma
hercai çığlıklar gibi düşeriz
orta yerine hayatın
umut ve mutluluğun muştusudur
minik avuçlarımızda sunduğumuz
ve doyumsuz saltanatıdır sevginin
fütursuzca kurulduğumuz
eskitirken yapraklarını ömür ağacının
eskiriz zamanın sinsi ve hoyrat ellerinde
gâh kendi attığımız oklarla vuruluruz
ummadığımız yerlerden
gâh ağustos böceği makamında ötüşleriz
çıldırtırcasına aklın akîl bilgeliğini
tutkuların gizeminden el eden
toz pembe hülyalarız kan kaynatan düşleriz
bazen kuş gagasında tırtıl gibi çaresiz
zifiri karanlıkta bir yolcu gibi
tedirgin ve endişeliyiz
ân olur kainattan büyük bir coşkuya kapılır
sığmaz olur göğüs kafesimize yüreğimiz
gül dalında şeyda bülbül gibi
coşarız nağmelerle
ân olur ellerimizle kurarız sorgu divanımızı
zindanımız biz, hücremiz biz, bukağımız bizleriz
ân olur çatık kaşına karşı hayatın
anne kucağındaki bebek gibi umarsız
bîgâne gülüşleriz
ân olur kaf dağında zümrüd-ü anka
periler ülkesinde padişahlık düşleriz
mahir bir avcının süreğinden olduğumuzu
umursamadan
düşünmeden sobeleneceğimizi bir gün
aç kurtla oynaşan kuzular saflığında
saklambaç oynarız ecelle
ölümü bir kez daha atlatmanın
gururuyla uyanırız
umarsızca yattığımız uykulardan
gün olur kahkahayız özgür fütursuz hoyrat
arzular girdabında baş döndüren dönüşleriz
gün olur nikabımızın ardında sakladığımız
yangınlar semirir derunumuzda
yine de aynalara dönük yüzümüze astığımız
maskeli zarafetiz kekremsi gülüşleriz
bir kanatlarındayız coşkunun
bir hüznün dehlizlerinde
ân olur yâr elinden bâdedir içtiğimiz
ân olur hayatın tadı baldırandır kadehimizde
mutluluklar vadisinde kanat çırparız bazen
bazen kem kaderin nefesini hissederiz ensemizde
yusufvâri kuyularda tevekkül renkli düşleriz
ölüme ecel olan dokunuşuyla mevt elçisinin
dudağımızda son nefes
gönlümüzde duygular
beynimizde çözümler donakalır
ve sürprizlere gebe dilbaz bir günlük ile
muhabbet ve merhametin yüce dağına
mecbur mahcup ve ümit var yönelişleriz