Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
redfer
redfer

bir delinin günlüğü

Yorum

bir delinin günlüğü

4

Yorum

21

Beğeni

0,0

Puan

449

Okunma

bir delinin günlüğü

bir delinin günlüğü


sabah radyosu omuzunda, kulağı radyoya dayalı, hasan yürüyor
radyoda o türkü ,kimsenin anlam veremediği
yazıklar olsun, yazıklar olsun
kaderin böylesine, yazıklar olsun
büfenin önünde dikiliyor, cebini karıştırıp birkaç bozukluk çıkarıyor
gazetesini alıp uzaklaşıyor, uzağa, uzakta ki evine gidiyor

önüne alıyor orta sehpayı
gazetenin sayfalarını bir bir çeviriyor
bir. iki. üç. dört. beş... sürmanşet
göz gezdiriyor manşetlerde işine yarayacak bir harf var mı diye
varsa , ilk sayfaya dönüyor
kesip alıyor işine yarayacak harfleri makasla
tasnif ediyor ,sayfalarda aradığı sayı varsa kesip alıyor onları da
gazete kenarda ,harfler ve sayılar masada

açıyor televizyonu
ekranda gördüğü malum harf ve sayıları çekip alamayışına öfkeleniyor
ekrandaki harfleri, sayıları alamayacağımı sanki bilmiyorum diye
söylenip kapatıyor televizyonu
gazete ve afişlerle yetinmesi gerektiğini düşünüyor
onlarla yetinmesi gerektiğini biliyor da
her şeye sebep olan o gün hatırına geliyor
sebep demek doğru mu, diye düşünüyor, düşünüyor…

kuşluk ertesi, evden çıkıyor cebindekileri yoklayıp
radyosu her zamanki gibi omzunda. o türkü çalıyor yine
batsın bu dünya, bitsin bu rüya
ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
kimsenin ne olduğunu bilmediği, işitmediği o türkü
geçen zamanı bir elbise gibi giyen yolda ilerliyor
zamanın üstüne bastığının farkında olmadan
reklam panolarını hızlıca geçiyor, gözlerini kaçırıyor panolardan

diğer eli cebinde, cebindekilerin varlığıyla huzur bulduğunu hissediyor
bastığı yerler daha sağlam ,bir ecza deposunda son buluyor yolu
son tüketim tarihi geçmiş ilaçlar için ayrılan bölüme giriyor
her zamanki gibi. her zaman girdiği yerden
etrafı kolaçan edip ilaçları karıştırıyor, aradığı ilaçları buluyor
sesler geliyor uzaktan ,aceleyle ceplerine dolduruveriyor ilaçları

annesi sesleniyor ona, sanki onun sesini duyuyor
utanmıyor musun oğlum…
yutkunuyor.
derin bir nefes çekip hızlı hızlı kafasını sağa sola sallıyor
duyuyor muyum bu sesi gerçekten, diye yokluyor kendini
tekrar yutkunuyor, emin değil , ayrılıyor depodan telaşla
geldiği gibi, acil çıkış kapısından

radyoda çalan türkü aynı
ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
tarih 12 eylül, yıllardan seksen ayın son cuması
kırmızı gelinliğiyle bir döşek odada güneş gibi parlıyor
pencerenin önünde duran radyodan alçak ses yükseliyor
odanın döşemelerine sızıyor
arada cızırtı, hasanı kuru bir öksürük kaldırıyor yerinden
bakıyor annesinin gözlerine ,okuyor gözlerini ,öksürüyor annesi

telaş ,ilaç kutusunu yokluyor, öksürüyor annesi
elleri titriyor hasanın, yok, öksürüyor annesi
yere düşürüyor kutuyu, alayım derken düşürüyor tekrar
daha kuru öksürüyor annesi
telaşla, alıp bakıyor, çöp olmuşlar ,öksürüyor annesi
tek tek yokluyor, tek bir hap bile kalmamış
telaş ve yutkunma ,azalıyor öksürük
daha da azalıyor ,kalmıyor azalmaya yetecek nefes ,kesiliyor
türkü sürüyor radyoda, gece sokaklar sakin
şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
of...of...of...of...of...of..of..of.....

sabah bakmaya cesaret edemediği reklam panolarına gidiyor
etrafı kolaçan ediyor, afişlerin önünde duruyor, eli belinde
şöyle bir bakıyor panoyu boydan boya kaplayan afişlere
göğsü sıkışıyor, eli belinden göğsünün soluna gidiyor
omuzunu sıvazlıyor, koluna iniyor…
bu harf ve sayıları halletmeliyim, düşüncesi
harekete geçiriyor onu
sol tarafını görmezden geliyor, eve gidiyor
cebindeki ilaçları, onlar için ayırdığı kutuya koyuyor
portmantodan çakıyı alıp çıkıyor

radyosu omuzunda, reklam panolarının yanına dönüyor
içinde zayıflayan bir acı,
malum harfleri görmesiyle kendini hissettiriyor
hareketli bir şey gibi vücudunu kaplıyor
radyoyu kenara bırakıyor , uzaktan kulağı onda
batsın bu dünya, bitsin bu rüya
aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
nadiren geçen araçlar dışında onu rahatsız eden bir şey yok
ayağını panonun kenarındaki çıkıntıya yerleştirip
malum harfleri afişlerden kazıyor birer birer

yoruldukça duruyor ,radyosunu omuzuna alıyor
dinlenince geri bırakıyor, kazımaya devam ediyor
türkü çalıyor
ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
kazıdığı harfleri alıp eve dönüyor hasan omuzunda radyosu
afişlerden kazıdığı parçaları sehpaya bırakıp uyumaya çalışıyor
o ses uyutmuyor onu ,tükenmek bilmiyor sözler
birbirine çengellenip zincir oluşturmuşlar
ucu da geceye düğümlenmiş

depoda yankılanan ses, uyumadan kabus yaşatıyor hasana
bir sağa dönüyor bir sola, hasan baş edemeyeceğini anlıyor
bu sesten nasıl kurtulabilirim diyor
bir yandan da sesin sahibi onu işitir mi diye
korkarak sesiz söylüyor bunları, içinden
karanlıkta gözleri bir yere kitleniyor
o ses kanlı canlı bir kılığa girip dikiliyor karşısına
öyle sanıyor, yahut gerçekten görüyor annesini
görüyor muyum yoksa bunların tümü hayal mi, diyor kısık sesiyle
yutkunuyor ki yutkunması yankılanıyor karanlıkta
o sesi tekrar işitiyor
yankılanıyor, yankılanıyor, yankılanıyor, yankılanıyor… tekrar

nasıl kurtulurum bu sesten, diyor hasan
tekrar tekrar tekrar o sesi söyleyeni odada görüyor
utanmıyorum anne, utanmıyorum anne…haykırıyor avazı çıktığı kadar
görüntü bulanıklaşıyor ve hemen kayboluyor
tüm bunlar oluyor muydu şu an, diye düşünüyor
ve içi biraz olsun rahatlıyor ,sağında karar kılıp uykuya dalıyor

cumartesi hapları ceplerine dolduruyor, radyosu omuzunda
radyoda yine aynı şarkı
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
of...of...of...of...of...of..of..of.....

evden çıkıyor, büfeye uğrayıp gazete alıyor
beline yerleştirip yola devam ediyor
yolu annesine çıkıyor, radyoyu kapatıyor
getirdim anne, diyor, çömeliyor toprak yükseltisinin yanına
radyoyu yanına koyuyor

başlıyor eşelemeye ,biraz daha, çok az daha
hah, oldu, diye mırıldanıyor
ilaçları bir bir çıkarıp mezara gömüyor ,ceplerini yokluyor
tek hap kalmadığına emin olunca çukuru kapatıyor
iyice kapattığına emin olunca ayaklanıyor
soğuk beyaz mermeri okşarken ellerine şöyle bir bakıyor
çekiyor kendini, elini sıkı bir yumruk yapıyor
diğer eliyle beyaz mermerdeki toprağı siliyor
toprak üzerinde yeşeren ot gibi bir pişmanlık peyda oluyor hasanda
radyosunu alıp uzaklaşıyor hemen

beyaz mermerin üzerindeki toprak lekesini unutmaya çalışarak gidiyor yolu
evde tükeniyor yol, ellerini ne kadar yıkasa da
tırnaklarının arasına giren toprakları bir türlü çıkaramıyor
sehpasının başına geçiyor, gazetesini belinden çıkarıyor
başlıyor sayfalarını çevirmeye.
dünden kalan harflerle bugünkü harfleri birleştiriyor
sayıları da aynı şekilde
şöyle bir göz gezdiriyor sehpanın üzerindekilere
bu harflerin her defasında ona fısıldadığı eylemi yapıyor. yutkunuyor

sekiz ve sıfır rakamlarının yazılı olduğu kağıtları lavaboda yakıyor
sehpanın başına geçip A, N,N E harflerine bir kez daha bakıp N leri ayırıyor
ayırırken, o taşa her dokunuşunda
katman katman artan soğukluğu parmak uçlarında hissediyor
yüreği buz kesiliyor. harfleri bazasının altına koyuyor, diğerlerinin yanına


öteki harfleri lavaboda yakıyor
dün bu işleri aksattığı için kendisine olan kızgınlığı biraz hafifliyor
açıyor radyoyu, koyuyor komodinin üzerine
günde hasanın alışılagelmiş şarkısı
yazıklar olsun, yazıklar olsun
kaderin böylesine, yazıklar olsun
büfeye para bırakmasıyla sekteye uğruyor
satıcı, değil hasanın bıraktığı parayı almayı, ona bakmıyor bile
hasan, duruma anlam yükleme gereği duymadan
gazetesini alıp geçiyor eve

sehpasının başında sayfaları çeviriyor
üçüncü sayfa bir müddet açık kalıyor
buna, aşina olduğu bir kare sebep oluyor
duvarlar, çekyat, perde çok tanıdık, diyor içinden
diğer karedeyse her sabah konuştuğu fotoğraf var paslanmış çerçevesiyle
çerçevenin olduğu duvar, çok tanıdık

sayfanın başına yöneliyor bakışları
manşet, alışılagelmiş haberlerden birini
başka türlüsü olmayan ölümün haberini içeriyor
ikinci kareye tekrar dönüyor, sonra karşısındaki duvara
çerçevesi paslanmış fotoğrafa
duvar, bildiğinden başka, bir şeyler karalanmış
okuyamıyor, duvara bakıyor, okumak için ayaklanıyor
derinlerden o türkünün sesini işitiyor ama sözlerini seçemiyor
batsın bu dünya, bitsin bu rüya
ağlatıp da gülene, yazıklar olsun

duvara biraz daha yaklaşıyor, okuyor,
yazılanları silmek istiyor
elleri karalanıyor, yazı istifini bozmadan öylece duruyor
aylardan eylül gün cuma
karşısında annesinin hayali , öksürüyor
harflerin her defasında ona fısıldadığı eylemi yapıyor ,yutkunuyor
sehpanın başına geçip A, N,N E harflerini bir kez daha diziyor
geri dönüyor çocukluğuna…

hasan annesinin yanında
radyo yok
şarkı çalmıyor
gazete manşetleri habersiz

redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir delinin günlüğü Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir delinin günlüğü şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bir delinin günlüğü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Erhan Çuhadar
Erhan Çuhadar, @erhancuhadar
24.7.2024 02:01:11
sayfanın başına yöneliyor bakışları
manşet, alışılagelmiş haberlerden birini
başka türlüsü olmayan ölümün haberini içeriyor
ikinci kareye tekrar dönüyor, sonra karşısındaki duvara
çerçevesi paslanmış fotoğrafa
duvar, bildiğinden başka, bir şeyler karalanmış
okuyamıyor, duvara bakıyor, okumak için ayaklanıyor
Redfer

Bu muhteşem günlüğü ele geçirmek gerek
Düşler ülkesinde gerçekliği yaşamak gibi
Her kelimesinde ayrı bir heyecan tat duygu
Kalbindeki hazine öyle büyük ki
Yazdıkça sayfada kelimeler kendi kendine çoğalıp
Milyonlarca yüreğe unutulmayacak şekilde
İzi kalıyor bu muhteşem eseri tebrik ediyorum
Yüreğine sonsuzca sağlık diliyorum
Saygılarımla selametle kal üstadım 🙏
Fatih5323
Fatih5323, @fatih5323
23.7.2024 19:47:03
Şiirinizi hayranlıkla okudum. Teşekkürler şairim. Emeğinize, yüreğinize ve Kaleminize sağlık. Saygı ve hürmetlerimle.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
23.7.2024 14:14:07
Geçmiş ya da an...
Nedir, kimine?
Harf ya da cümle...
Cümlede uzun düşünce.

Bir sokak cadde köşesinin albenisi.
Ey sevgili gittin.
Her şeyden azade olmayı seçtim.

Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla
Sevimb
Sevimb, @sevimb
23.7.2024 12:06:57
Bence günun şiiri olmalı dedim ve seçimi mi kullandım.elinize emeğinize yüreginize sağlık tebrikler hocam kaleminiz bitimsiz olsun.huzurlu günler dilerim saygilarimla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL