Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
redfer
redfer

asude bir bahar akşamı

Yorum

asude bir bahar akşamı

4

Yorum

24

Beğeni

0,0

Puan

390

Okunma

asude bir bahar akşamı

asude bir bahar akşamı



bir yaz günün habercisi olan güneş gitmek üzere
mor tepenin ardına çekiliyor
ışığı kızıl ve sarının en kesif tonlarında
bir yansımayla evlerin pencerelerine vuruyor
gökte asılı kalan renklerini toplamadan
çekip gidiyor öylece
sessiz ve aheste

bahardan olacak ki yeşilin bamteline dokunan ışık huzmeleri
bahçedeki kadim çınarın
köz köz olmuş meşenin yapraklarını
birer birer dökmeye hevesli
cüretkar bir edayla etrafa çoktan meydan okumuş bile
tüm huzme oyunlarından geriye
hafif bir rüzgarın neşeyle göğe savurduğu
esrik ve baygın yapraklar kalıyor

düşüne savruluyor o sevgilinin
göğün ebrusuna karışıyor
güneş, kalan bütün renklerini de toplayınca
yanmaya koyuluyor ipil ipil ışıkları şehrin
renkler eşitleniyor asude bir bahar akşamında
ve gece katran siyahını büründüğü vakit
yorgun bir su gibi dinlendiriyor zamanı

demleniyor gece
saatlerin hızında akışkan olan her ne varsa
el etek çekiyor
durağan mutat bir seyirde geceden
parlak aynalı cam bir küre
geceyi izhar edercesine ışıldıyor
önünde uzanan koca bir deniz
mehtabını ufkun son noktasına yaymaya gayretkar
billur bir küre kesiliyor göğün odağında

gökteki ayın o zarif kıvrımlarının raksına
şahitlik edecek kadar
görkemli bir ışık kaynağı oluveriyor güneşten el alınca
gece sessiz
gece ışıltılı
gece munis bir aşık edasıyla
günü biteviye bitirmeye hazırlanıyor
geceyi bölen tek tük sesler yankı buluyor sokak aralarında

bir çocuk sesi sızdırıyor pencereler
annesinin müşfik kollarında
geceye inatla direnen sesler büyüyor
niyaza durmuş bir zahidin nidası
belki karşılık buluyor semanın meçhul köşelerinde
ay sükut ediyor
ta ki sesler uzaklaşıncaya kadar

dinmiş denizin dalgaları çekiliyor uzaklarda bir beldede
ve mehtap uykuyu yeğliyor
çehresi siyah koca bir boşluk kalıyor geriye
mahmur gözlerle o yar, o vakit
göğsünde terennüm eden musikinin
hoş nağmeleri içinde buluyor kendini

gecenin siyahını solurken ben
yürümekle koşmak arasında
seri adımlarla yol aldığım şehrin sokaklarında
soluk, sessiz çehreli insanların bakışlarına aldırmadan
bir siluete dönüşen hissiyatımla ilerliyor
gölgeleri bir heyulayı andıran
lodosun çarptığı azametli çınarların
gecenin siyahını katmerleyen yansımaları altında
hayallerimi kavramaya çalışıyorum

bir çınarın altında oturuyor
hayat dedikleri varoluş emarelerim
bir bir tüm uzuvlarımdan siliniyor
ve kendimi çok eskilerden aşina olduğum
bambaşka bir dünyanın içinde buluyorum

uzayan gölgelerden geçerek
gençlik yıllarına has o bildik ıtırlı yasemen kokularını soluyorum
içeri giriyorum
iki katlı, kesme taştan duvarları olan
beyaz sıvalı ve pencereleri mavi evin avlusundan
avludaki kesif bal kokusu
burnumun direğini sızlatmaya yetip artıyor bile
sol taraftan yukarı çıkan ahşap basamaklı gıcırtılı merdivenler
bana bıyıkları yeni terlemiş delikanlılık zamanlarımın çilesini,
geçmişimi fısıldıyor

her basamağa sinmiş acının kokusu uçuşuyor ortalıkta
duvarlar bir sır veriyor yıllardır kapısı açılmamış bu eve dair
raflar üstünde biriken toz yığınları
nice yaşanmışlıkları not etmiş
ve hatta cümle gördüklerini yazmış
bir gün okunsun diye

arka bahçedeki salıncak
kopan bir kayışıyla hala beklemekte
geçmiş zamanın şahitlerini
sardunyalar, hüsnü yusuflar, şeker laleler, ortancalar
hala solmamışlar o günleri yad etmek üzere
çiçek tarhlarını geçince bahçenin az ötesinde
sağ tarafta ekili, birbirlerine sıkıca sarılmış
fasulye sırıklarının oluşturdukları oval kapılardan geçerken
hala bir yerlerde canlı duruyor verilen sözler de

şimdi sımsıkı kapalı kapılar ardında hapsolmuş geçmişim
perdeyi aralayıp göz ucuyla düşlerde seslenmekteyken
kesik kesik havlamakta olan karabaş
bölüyor bu yadımın son kırıntılarını
zihnim sis kaplı,
bulanık düşünce yığınlarını istiflemeye uğraşırken
ıslıkla sessiz bir şarkı efsanesi çalıyorum

mütereddit haliyle dönüp dolaşıp aynı nakaratı tekrarlıyor
hayata güçlükle tutunmak zorunda olduğumu hatırlatan
binlerce düşünce öbeği…
yar ile kesintisiz bocalamalar arasında sıkışan ruhumu
kurtarmaya uğraşıyorum
lakin çok evvelden,
gönül denilen odanın oymalı kapılarının ardına
bir hayat gömdüğümü hatırlıyorum

tam o anda önümde kırılgan,
soluk mavi bir hayat boylu boyuna uzanmış yatıyor
her şey bir gölge misali sıyrılıyor
kah ayaklarımın altından kah sağımdan kah solumdan
eylem ve eylemsizlik arasında bikarar
şehrin kalan son ölgün ışıklarını
takip ediyorum varacağı menzilden habersiz

bu kadim şehir ağarmaya başlarken tan yerinden
güneş sedasının aksini gök kubbeye vurmaya yüz tutuyor
geceden bu yana
göğsümden dilime yol alıp
nakaratında asılı kalarak mırıldandığım şarkı
dilimden gönlüme tekrar yol bulmaya koyuluyor

melankolik ruh travmalarını mağlup etmeye hazır
bir avcı edasıyla beklemeye koyuluyorum
ruhumu kendi kalbiyle aharlayıp terbiye etmeye muktedir
bir gönül selametine muhtaç azat oluyorum tüm karanlıklardan
sisli puslu gecenin katmerinden

tekrar gözlerini açıyor ve başlıyor gün
büyüyen, akışkan gürültüsüyle beni tekrar yutmaya
devasa helezonun daireleriyle dönerek
karar bulmaya tekrar
asude bir bahar akşamının döngüsünde


redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Asude bir bahar akşamı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Asude bir bahar akşamı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
asude bir bahar akşamı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fatih5323
Fatih5323, @fatih5323
14.7.2024 19:09:22
Şiirinizi hayranlıkla okudum. Teşekkürler şairim. Emeğinize, yüreğinize ve Kaleminize sağlık. Saygı ve hürmetlerimle.
Ely
Ely, @ely
14.7.2024 15:11:03
Kokusu olur mu şiirlerin düşündüm de
Sizi okurken hep bir esintiyle kokusu geliyor şiirlerinizin
Gökyüzü kokusu
Dağ
Mehtap
Toprak...
Daha bir çok şeyin...

Huzurlu hissediyorum daha okumaya başlarken bile...


🌿☕
meyrem çağlayan
meyrem çağlayan, @meyremcaglayan
14.7.2024 10:07:37
düşüne savruluyor o sevgilinin
göğün ebrusuna karışıyor
güneş, kalan bütün renklerini de toplayınca
yanmaya koyuluyor ipil ipil ışıkları şehrin
renkler eşitleniyor asude bir bahar akşamında
ve gece katran siyahını büründüğü vakit
yorgun bir su gibi dinlendiriyor zamanı

Yüreğinize sağlık üstadım. Hayırlı pazarlar dilerim
se
sedat hünker, @sedathunker
14.7.2024 07:45:03
Çok güzel şiir sevgiler saygılar selamlar sağlıcakla kal allahın selameti üstüne olsun
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL