buruk bir vedayı yaşıyorken dalından düşen bir yaprağın hüznünde bilinmezliğin anlamsızlıklarına savruluşuydu o bir mevsime elveda neden bahardı, neden açmıştı tomurcuk gülleri neydi yeşile dönerken o mevsim kışta solmuş, oysa baharda gövdesinden can bulduğu o ağaç neydi neden kurumuştu ve neden yemyeşil iken sararıp soldu bir mevsim
bir kelebeği düşündü o an yanıbaşında savrulan kaderine bir günlük ömründe ne düşünürdü bir kelebek mutluluğu renklerinde mi acısı yüreğinde miydi güzeldi tüm renkleriyle öylesine narin uçarken çiçeklerde bulduğu baharın o acı tadında, bir günlük ömrüne vedasına ağlardı o her çiçeğin kucağında
( Mert YİGİTCAN maltepe istanbul 10 /08/ 2007 00.44 )
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kelebeğin ömrünü kendi ömrümüzle kıyaslayıp üzülürüz çoğu zaman ama o belki de kendince çok uzun bir ömür yaşamakta ve bizlerden çok daha mutlu.Biz ki ölümü bile bile yaşıyor ve buna rağmen çokça gülebiliyorsak bence tüm ölçüleri bir yana koyup sahip olduğumuz tek şeyi yani anı yaşamalıyız.Şiir harikaydı ve kelebek tüm narinliğinle öyle yakışmıştı ki dizelere,kutlarım şair. yukarıdaki konuyu ben de işlemiştim "ah imge" şiirimle.hem fikir olduğumuza ayrıca sevindim.
Kalemine sağlık can arkadaşımmmm Bir kelebek gibi bir günlük mutluluk yaşamaya hasret gönüller bile vardır bu dünya yüzeyindeee bitimsiz olsun mutluluklar her gönülde dilerim yüreğine sağlık
Bir kelebek olmak özgürce uçmak semaya doğru Kanatlarına tutunup yükselmek. Kelebek bakışıyla süzmek yeryüzünü Narin kanatlarını sevinçle çırpmak menzile gitmek için . Kelebekler gibi özgürce korkususzca uçmak uçmak yükselmek. Yüreğinize sağlık güzel şiirdi .Kaleminiz daim olsun.
BU GÜN AZ ÖNCE YAYINLADIĞIM, SON YAZIMI BURAYA AYNEN ALIYORUM ...ŞİİR SEVERLERE BİR IŞIK OLMASI DİLEĞİ İLE...
Merhabalar... Şiirlerin değerlendirilmesine yönelik bir forum konusundaki yazılmış yazılardan, yazarlarını değil, yazılan yazıları örneklemek amacıyla aynen yazıma aldım, hemen aşağıda veriyorum...Örneklemek amacı ile elbette...
ÖRNEK 1- Sevgili kardeşim O kadar önemli konuya parmak basmışsınız ki, Sizi kutlamak yetmez ayakta alkışlarım. çünkü konu sadece şiir değil Kültürümüz şiir adı altında o kadar yozlaştırılıyor ki Kimsede kalkıp bir diğerinin şiirine ( kardeşim senin bu yazdığın şiirden başka her şeye benziyor diyemiyor.) Ben şahsen artık sitelere Şiir çöplüğü gözüyle bakıyorum. bir çok sitede edidörler var fakat. editör bile kendi beğendiği şiir tarzını günün şiiri seçebiliyor. Bu esnada, tabiiki bu koskoca şiir çöplüğünde araki rast gelebilirsen Güzel bir şiir okuma fırsatı bulabilirsin. Ben daha fazla konuyu deşip, fazla bilmiş durumuna düşmek istemediğimden Sadece bir dörtlükle yazına katılmak,bu duygu ve düşüncenden ötürü seni bir kez daha kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım..
Acemidir çoban bilmiyor yolu Kurt kaptı koyunu, Kuzu kalmadı. Yetmiş milyon olmuş yurdumda şair Şiirinde tadı tuzu kalmadı...
ÖRNEK 2- bu kadar şair eflasyonunun olduğu bir ülkede susmak en iyisi fakat kalemime sözüm geçmiyor. saygılar sunarım.
Saygılar... saygılarrrr... Saygı bu mudur sizce? Kendini bilmek bu mudur?? 70 milyon şair olmuş, şiir çöplüğü vs vs... Bilge insan, kendini bilen insan’dır... Burnu havalarda değil, alçak gönüllü’dür... İnsanımız şiiri seviyor ise, şiir yazıyor ise, eksikleri, kusurlarıyla da olsa, bu çok olumlu bir gelişme değil midir?? Toplumcu anlayış, insanların çogunluğunun şiir ile ilgilenmesini, şiir yazmasını yazdığı şiirleri toplum ile paylaşmasını bu köşelerde aşağılayarak eleştirmek, yayınlanan binlerce şiiri "çöp", yayınlandığı siteleri "şiir çöplüğü " olarak nitelemek midir?? Toplumumuzun içinde yaşarken, toplumun etkinliklerini, çabalarını böylesine aşağılayan kendini bilmezlikte yazıları, anlayışları şiddetle kınıyorum... Önce ker insan kendini bilmeli’ dir...Bu tür yazıları yazan kişilerin şairlik ve şiirsellik açısından "kendini beğenmişliklerinin" dışında, kale alınacak kişiler de olmadıkları, zaten kendini bilmez biçimde yazdıklarından yeterince anlaşılıyor... Bilge insan, kendini bilen, haddini bilen insan’dır... Kendilerini şair, yazdıklarını şiir olarak niteleyerek ; buna karşın binlerce insanımızı şairlikle, yazdıklarını da şiir ile ilgisi olmayan (hatta şiir çöplüğü benzetmesiyle, değersiz gören) şiir çöplüğü benzetmeleri yapabilen "sözde" insan, "sözde" şair leri , halkımız geçmişte de bu gün de görmektedir.Seçkinci anlayış... Sevsinler sizi... Halkı dışlayarak nereye varabildiniz bu güne kadar?? Halk ile bütünleşebildiniz mi ?? Sorun bir kendi kendinize... Kendini bilen insanlara, sevgi ve saygılarımla...
Tüm şiirlerimde temiz, bu gün kullandığımız ve halkımızın diline yerleşmiş olan , kısacası halk dilimizdeki Türkçemizi kullanmaya özen gösteriyorum... Okuyan anlayabilmeli öyle değil mi?? ... Bence evet... Halka mal olmamış, halkımızın diline yerleşememiş, saray edebiyatı , divan edebiyatı tarzı içerisindeki, arapça, farsça, ibranice gibi Türk dili dışındaki bir çok dillerden bulunabildiği kadar da fazla fazlaca kelimelerle "zenginleştirilerek" halkın anlayamayacağı kadar ağdalı bir dil kullanımı haline gelen edebiyat ve şiir biçimlerini bu gün de sürdürmek elbette mümkündür.Ama hakla rağmen mi?? Türkçemizi yabancı kelimelerden ve halkımızın diline yerleşmemiş başka başka dillerin yabancı kelimelerinden arıdırarak, Türkçemize hep birlikte sahip çıkalım... Yazanlar güzel, temiz türkçe ile yazsınlar, okuyanlar da temiz ve güzel Türkçe diliyle okumak şansına sahip olsunlar... Dil bir kültür değeri ise, Türk Türkçeye sahip çıkmalıdır...Türk' ün dili Türkçe' dir.Kullanması gereken de Türkçe kelimelerdir... Sevgi ve saygılarımla...
mertyigitcan tarafından 10/3/2008 8:16:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.