Bir uzak türkü şimdi gözlerin bana
Sana çağrılarımı gecenin çatlak duvarları yansıtır
Sensizliğin acı suskunluğunu duyarım hücrelerimde
Hasretin üç boyutlu bir yara
Geceye kanayan... uzanan yüreğime usulca
Hep seni hayal ederim... sevdanı da
Hiç biri gerçekleşmez... buz dağları aramızda
Ezilip üzüldükçe güç kazanırım
Olumsuzluklar cenderesinde

Gün olur gecelerde ararım seni
Oysa kara cadılar böler uykularımı
Aşkla yazmayı yediremem kör inat onuruma
Gerçek olmasa da, oyuncağı yitik çocuklar gibi
Arar dururum seni
Bilirdim senin dudaklarında bir başka şarkı
Ben bu şarkılarda yitip giderim
Bir akşam vakti

Seni beklediğim akşamlarda
Paslı bir çivi gibi söküp aldılar benden seni
Güçlü bellediğim duvarlar
Güldüler çaresizliğime
Biliyorsun neydik bir zamanlar
En mutlu bu diyarlarda
Bir keman, bir şiir içten, bir şarkı
Si- bemol Fa- diyez karışımı Çaykowski
Ve... seninle gülerdi gözlerim
Bizim için mutluluk böyleydi işte

Şimdi
Kirpiklerime takılıyor ıslak hasret akşamları
Dudaklarımda ayrılığımızın öyküsü
Bak şimdi
Yürüyorsam inadına yaşamak içindir... seninle
Renkli aynaların sahte yansımasında
Haykırıyorsam içimin alevindendir
San, ona, diğerine öfkeli !
Artık uyanış günü
Namert yüreklerin inadına
Artık öç günü !
Yaşatmayanların yaşamlarına

Şimdi görmelisin beni
Bir ayrılık şarkısı tekrar perişan yetim dudaklarımda
En tarifsiz acılarımı anlattım gecelere
Sensizliğin hasreti batırılmış
Paslı hançerler gibi yüreğime apansız !
Bak yağmurlar yağıyor yine
Sen bir defa daha kanatıyorsun yüreğimi !
Ben seni istiyorum
Sen yoksun !!!

Günay Koçak

29. 05. 2024