6
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
214
Okunma

Sonbahar geldiğinde içimde tarifsiz sızılar
Yüreğimde yitik bir sevdanın acıları çöker
Gittiğin gideli
Gönlümde bitmeyen yangınlar
Gel artık söndür hasret yangınlarını
Ey sevgili!..
Haykırdım hatıralarımı içten içe yanarak
Gözüm bulutlarla kapalı, mavisiz
Uzak düşler uyanıyordu içimde
Buz tuttu yoksun diye kan duvarlarım
Simsiyah bir gecede...
Bir ses yankılandı duygusuz karanlığından
Kahır yüklenmişti geceye düşen gökyüzü
İçimde hatıraların yağmur öncesi gerginliği
Sarsıyor, zorluyor mazimdeki yüzleri
Kırık, sarsılmış tutsaklık zincirleri
Sensizlik acısı acıtırcasına
Çöllere sürüklüyor beni
Üstüme üstüme geldikçe tükeniyorum!.
Hava yarı kapalı, yarı aydınlık
Tıpkı gönül sokağın sönük lambaları gibi
Yağmurlu bir güz akşamı gözyaşlarımda
Deniz hüzünlü, deniz bulanık
Ve sessiz sedasız ağlayan dalgalar
Deniz ne yapsın niçin dursun ki
Mevsimlerden sonbahar kalbimdeki gülüm
Yıl ayrılık, mevsim ayrı bir sarılık, hüzün rengi akşam
Bulutlu bir güz zamanı üşürken
Dolaşır dudaklarımda bir ayrılık şarkısı
Ve başlar
Sessiz sedasız yolculuklar bilinmezliklere
Yolcular bitkin, biraz da küskün hayata
Yolcular ne yapsın uzaklardaki yar
Mevsimlerden sonbahar...
Günay Koçak
5.0
100% (16)