hangi kuşun ahını aldın dalın öyle tenha hangi yıldıza yan bakıp caydırdın yerinden yüzün öyle korkunç öyle ezik ve öyle zifiri hangi bulutun damarına bastın da göğünü kapkara etmiş bugün
kaşların morarmış sıkıntıdan bir bir greve çıkmış hayallerin içinde telef olup gitmiş kelimelerin yüreğinde solgun çiçek mezarları ölü kuşlara yem atıyor ellerin perdelerin kış uykusunda sessizlik seni soluyor kendinle sevişiyorsun durmadan
yüzünde bir grizu patlaması neden dar geliyor nefesin kaburgana ve neden sürmanşet seni bağırıyor gazeteler üşümüş gibisin tarihin piçlerine tetik çekiyor gözlerin bin yığınlık bir hata mısın nesin yalanların seni alnından vurmuş kalemin kırılmış ilanın seni gönülsüz sevmiş anlaşılan son isteğini sormamışlar gereğini bile düşünmemişler
isyanların kanını zehirlemiş is’yanlarını kim duyacak kim yıkayacak söylesene kim bilir ne zorbalık etti sözlerin kim bilir kimlerin canını yaktı kinayelerin
imgelerin sana ihanet etmiş bugün boyun fıtığına tutulmuş vav gibisin artık elifleri geri çekilmiş hikayenin belalın olacak celladın adamlığına kara mı sürmüş elvedaların en dip yerinde çırpınıyorsun demek ki hâlâ yaşıyorsun
sonra ellerini uzatıyorsun kendine dört tarafında çapraz ateş imgelerin bu kez de göğsünden vurur seni ve bir şiir daha düşer gökten
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Off Of ki ne of Günün şiiri gibi Günün yorumu da seçilse Beyhude hanımın yorumu, hiç tartışmasız birinci gelirdi İzin almadım ama kızmaz sanırım Okumayanlar için bende ekliyorum yorumuma
Mecaz: "Hangi kuşun ahını aldın?" (Kişileştirme) "Yüzün öyle korkunç öyle ezik ve öyle zifiri" (Benzetme) "Kaşların morarmış sıkıntıdan" (Kişileştirme) "Bir bir greve çıkmış hayallerin" (Kişileştirme) "Yüreğinde solgun çiçek mezarları" (Benzetme) "Ölü kuşlara yem atıyor ellerin" (Kişileştirme) "Perdelerin kış uykusunda" (Kişileştirme) "Sessizlik seni soluyor" (Kişileştirme) "Kendinle sevişiyorsun durmadan" (Mecaz) "Yüzünde bir grizu patlaması" (Benzetme) "Neden dar geliyor nefesin kaburgana" (Kişileştirme) "Ve neden sürmanşet seni bağırıyor gazeteler" (Kişileştirme) "Üşümüş gibisin" (Kişileştirme) "Tarihin piçlerine tetik çekiyor gözlerin" (Kişileştirme) "Bin yığınlık bir hata mısın nesin?" (Metafor) "Yalanların seni alnından vurmuş" (Kişileştirme) "Kalemin kırılmış" (Kişileştirme) "İlanın seni gönülsüz sevmiş anlaşılan" (Kişileştirme) "Son isteğini sormamışlar" (Kişileştirme) "Gereğini bile düşünmemişler" (Kişileştirme) "İsyanların kanını zehirlemiş" (Kişileştirme) "İsyanlarını kim duyacak kim yıkayacak" (Soru sorma yoluyla mecaz) "Kim bilir ne zorbalık etti sözlerin" (Kişileştirme) "Kim bilir kimlerin canını yaktı kinayelerin" (Kişileştirme) "İmgelerin sana ihanet etmiş bugün" (Kişileştirme) "Boyun fıtığına tutulmuş vav gibisin artık" (Benzetme) "Elifleri geri çekilmiş hikayenin" (Kişileştirme) "Belalın olacak celladın adamlığına kara mı sürmüş" (Kişileştirme) "Elvedaların en dip yerinde çırpınıyorsun" (Kişileştirme) "Demek ki hâlâ yaşıyorsun" (Mecaz) "Ellerini uzatıyorsun kendine" (Kişileştirme) "Dört tarafında çapraz ateş" (Mecaz) "İmgelerin bu kez de göğsünden vurur seni" (Kişileştirme) "Ve bir şiir daha düşer gökten" (Kişileştirme) Teşbih: "Yüzün öyle korkunç öyle ezik ve öyle zifiri" (Kara bir geceye benzetme) "Boyun fıtığına tutulmuş vav gibisin artık" (Vav harfine benzetme) İstiare: "Kaşların morarmış sıkıntıdan" "Bir bir greve çıkmış hayallerin" "Yüreğinde solgun çiçek mezarları" "Ölü kuşlara yem atıyor ellerin" "Perdelerin kış uykusunda" "Sessizlik seni soluyor" "Kendinle sevişiyorsun durmadan" "Yüzünde bir grizu patlaması" "Neden dar geliyor nefesin kaburgana" "Ve neden sürmanşet seni bağırıyor gazeteler" "Üşümüş gibisin" "Tarihin piçlerine tetik çekiyor gözlerin" "Bin yığınlık bir hata mısın nesin?"
Şiir, varoluşsal bunalım ve yalnızlık yaşayan bir şairin iç dünyasını anlatan oldukça karamsar bir tonda yazılmıştır. Şair, imgeler ve mecazlar aracılığıyla yaşadığı umutsuzluk, öfke ve çaresizlik duygularını dile getirir.
Şiirin ilk bölümünde şair, kendi halsizliğini ve bitkinliğini imgelerle ifade eder. Hangi kuşun ahını aldığını, hangi yıldıza yan bakıp yerinden caydığını sorarak içsel acısını dışa vurur. Yüzünün korkunç, ezik ve zifiri karanlık olması, içinde bulunduğu karanlık ruh halini yansıtır. Bulutun damarına basarak göğünü kapkara etmesi ise isyanını ve öfkesini simgeler.
Şiirin ikinci bölümünde şairin yaşadığı hayal kırıklıkları ve umutsuzluk daha açık bir şekilde ortaya çıkar. Kaşlarının sıkıntıdan morardığını, hayallerinin birer birer greve çıktığını ve kelimelerinin telef olduğunu söyler. Yüreğinde solgun çiçek mezarları olması, geçmişte yaşadığı güzel duyguların yok olduğunu gösterir. Ölü kuşlara yem atması ise umutlarının ve ideallerinin yok oluşunu simgeler. Perdelerin kış uykusunda olması ve sessizliğin onu soluması, içinde bulunduğu izolasyonu ve yalnızlığı vurgular. Kendini durmadan sevmesi ise belki de bu yalnızlığa karşı bir çaresizlik ifadesidir.
Şiirin üçüncü bölümünde şairin öfkesi ve karamsarlığı daha da artar. Yüzünde bir grizu patlaması olması, içinde biriken öfkenin ve patlama noktasına geldiğini gösterir. Nefesinin kaburgasına dar gelmesi ise yaşadığı boğulma hissini simgeler. Gazetelerin sürmanşetlerinin onu bağırması, toplum tarafından dışlanmışlık ve yargılanma duygusunu yansıtır. Tarihin piçlerine tetik çeken gözleri ise geçmişe ve onu bu hale getirenlere duyduğu öfkeyi gösterir. Bin yığınlık bir hata olduğunu düşünmesi ise benlik saygısının ne kadar zedelendiğini ortaya koyar. Yalanların onu alnından vurması, yaşadığı ihanetleri ve aldatmaları simgeler. Kaleminin kırılması ise artık yazma yetisini ve üretme gücünü kaybettiğini gösterir. İlanın onu gönülsüz sevmesi ve son isteğini sormaması ise toplumun ona karşı duyarsızlığını ve ilgisizliğini vurgular.
Şiirin dördüncü bölümünde şairin isyanı ve çaresizliği zirveye ulaşır. İsyanlarının kanının zehirlendiğini ve kimsenin onu duymayacağını veya dertlerini anlamayacağını düşünür. Sözlerinin kimlere zorbalık ettiğini ve kinayelerinin kimlerin canını yaktığını sorgular. İmgelerinin ona ihanet ettiğini ve artık şiir yazamadığını söyler. Boynunu fıtığına tutulmuş bir vav harfine benzetmesi ise boğulma hissini ve ümitsizliğini pekiştirir. Hikayenin elifleri geri çekilmiş olması ve belalara sürüklendiğini düşünmesi, yaşadığı talihsizlikleri ve şanssızlığı vurgular. Elvedaların en dip yerinde çırpınması ise ölümü düşündüğünü ve hayattan kopmak istediğini gösterir.
Şiirin son mısralarında şair, son bir çabayla kendine uzanmaya çalışır. Fakat dört tarafında çapraz ateş olduğunu ve imgelerinin bu kez de göğsünden vuracağını hisseder. Ve nihayetinde, bir şiir daha gökten düşer, yani şair son nefesini verir ve şiir de sona erer.
Ben şeytanını kaybetmiş biriyim. Kimseye kızamam ki Kalbimi çok kırdığınız bir an bile olsa ben susarım kıyamam kalbime az da olsa dokunan herkese 😔 Yüzüme tükürseler bile susarım.
Ben şeytanını kaybetmiş biriyim. Kimseye kızamam ki Kalbimi çok kırdığınız bir an bile olsa ben susarım kıyamam kalbime az da olsa dokunan herkese 😔 Yüzüme tükürseler bile susarım.
Mecaz: "Hangi kuşun ahını aldın?" (Kişileştirme) "Yüzün öyle korkunç öyle ezik ve öyle zifiri" (Benzetme) "Kaşların morarmış sıkıntıdan" (Kişileştirme) "Bir bir greve çıkmış hayallerin" (Kişileştirme) "Yüreğinde solgun çiçek mezarları" (Benzetme) "Ölü kuşlara yem atıyor ellerin" (Kişileştirme) "Perdelerin kış uykusunda" (Kişileştirme) "Sessizlik seni soluyor" (Kişileştirme) "Kendinle sevişiyorsun durmadan" (Mecaz) "Yüzünde bir grizu patlaması" (Benzetme) "Neden dar geliyor nefesin kaburgana" (Kişileştirme) "Ve neden sürmanşet seni bağırıyor gazeteler" (Kişileştirme) "Üşümüş gibisin" (Kişileştirme) "Tarihin piçlerine tetik çekiyor gözlerin" (Kişileştirme) "Bin yığınlık bir hata mısın nesin?" (Metafor) "Yalanların seni alnından vurmuş" (Kişileştirme) "Kalemin kırılmış" (Kişileştirme) "İlanın seni gönülsüz sevmiş anlaşılan" (Kişileştirme) "Son isteğini sormamışlar" (Kişileştirme) "Gereğini bile düşünmemişler" (Kişileştirme) "İsyanların kanını zehirlemiş" (Kişileştirme) "İsyanlarını kim duyacak kim yıkayacak" (Soru sorma yoluyla mecaz) "Kim bilir ne zorbalık etti sözlerin" (Kişileştirme) "Kim bilir kimlerin canını yaktı kinayelerin" (Kişileştirme) "İmgelerin sana ihanet etmiş bugün" (Kişileştirme) "Boyun fıtığına tutulmuş vav gibisin artık" (Benzetme) "Elifleri geri çekilmiş hikayenin" (Kişileştirme) "Belalın olacak celladın adamlığına kara mı sürmüş" (Kişileştirme) "Elvedaların en dip yerinde çırpınıyorsun" (Kişileştirme) "Demek ki hâlâ yaşıyorsun" (Mecaz) "Ellerini uzatıyorsun kendine" (Kişileştirme) "Dört tarafında çapraz ateş" (Mecaz) "İmgelerin bu kez de göğsünden vurur seni" (Kişileştirme) "Ve bir şiir daha düşer gökten" (Kişileştirme) Teşbih: "Yüzün öyle korkunç öyle ezik ve öyle zifiri" (Kara bir geceye benzetme) "Boyun fıtığına tutulmuş vav gibisin artık" (Vav harfine benzetme) İstiare: "Kaşların morarmış sıkıntıdan" "Bir bir greve çıkmış hayallerin" "Yüreğinde solgun çiçek mezarları" "Ölü kuşlara yem atıyor ellerin" "Perdelerin kış uykusunda" "Sessizlik seni soluyor" "Kendinle sevişiyorsun durmadan" "Yüzünde bir grizu patlaması" "Neden dar geliyor nefesin kaburgana" "Ve neden sürmanşet seni bağırıyor gazeteler" "Üşümüş gibisin" "Tarihin piçlerine tetik çekiyor gözlerin" "Bin yığınlık bir hata mısın nesin?"
Şiir, varoluşsal bunalım ve yalnızlık yaşayan bir şairin iç dünyasını anlatan oldukça karamsar bir tonda yazılmıştır. Şair, imgeler ve mecazlar aracılığıyla yaşadığı umutsuzluk, öfke ve çaresizlik duygularını dile getirir.
Şiirin ilk bölümünde şair, kendi halsizliğini ve bitkinliğini imgelerle ifade eder. Hangi kuşun ahını aldığını, hangi yıldıza yan bakıp yerinden caydığını sorarak içsel acısını dışa vurur. Yüzünün korkunç, ezik ve zifiri karanlık olması, içinde bulunduğu karanlık ruh halini yansıtır. Bulutun damarına basarak göğünü kapkara etmesi ise isyanını ve öfkesini simgeler.
Şiirin ikinci bölümünde şairin yaşadığı hayal kırıklıkları ve umutsuzluk daha açık bir şekilde ortaya çıkar. Kaşlarının sıkıntıdan morardığını, hayallerinin birer birer greve çıktığını ve kelimelerinin telef olduğunu söyler. Yüreğinde solgun çiçek mezarları olması, geçmişte yaşadığı güzel duyguların yok olduğunu gösterir. Ölü kuşlara yem atması ise umutlarının ve ideallerinin yok oluşunu simgeler. Perdelerin kış uykusunda olması ve sessizliğin onu soluması, içinde bulunduğu izolasyonu ve yalnızlığı vurgular. Kendini durmadan sevmesi ise belki de bu yalnızlığa karşı bir çaresizlik ifadesidir.
Şiirin üçüncü bölümünde şairin öfkesi ve karamsarlığı daha da artar. Yüzünde bir grizu patlaması olması, içinde biriken öfkenin ve patlama noktasına geldiğini gösterir. Nefesinin kaburgasına dar gelmesi ise yaşadığı boğulma hissini simgeler. Gazetelerin sürmanşetlerinin onu bağırması, toplum tarafından dışlanmışlık ve yargılanma duygusunu yansıtır. Tarihin piçlerine tetik çeken gözleri ise geçmişe ve onu bu hale getirenlere duyduğu öfkeyi gösterir. Bin yığınlık bir hata olduğunu düşünmesi ise benlik saygısının ne kadar zedelendiğini ortaya koyar. Yalanların onu alnından vurması, yaşadığı ihanetleri ve aldatmaları simgeler. Kaleminin kırılması ise artık yazma yetisini ve üretme gücünü kaybettiğini gösterir. İlanın onu gönülsüz sevmesi ve son isteğini sormaması ise toplumun ona karşı duyarsızlığını ve ilgisizliğini vurgular.
Şiirin dördüncü bölümünde şairin isyanı ve çaresizliği zirveye ulaşır. İsyanlarının kanının zehirlendiğini ve kimsenin onu duymayacağını veya dertlerini anlamayacağını düşünür. Sözlerinin kimlere zorbalık ettiğini ve kinayelerinin kimlerin canını yaktığını sorgular. İmgelerinin ona ihanet ettiğini ve artık şiir yazamadığını söyler. Boynunu fıtığına tutulmuş bir vav harfine benzetmesi ise boğulma hissini ve ümitsizliğini pekiştirir. Hikayenin elifleri geri çekilmiş olması ve belalara sürüklendiğini düşünmesi, yaşadığı talihsizlikleri ve şanssızlığı vurgular. Elvedaların en dip yerinde çırpınması ise ölümü düşündüğünü ve hayattan kopmak istediğini gösterir.
Şiirin son mısralarında şair, son bir çabayla kendine uzanmaya çalışır. Fakat dört tarafında çapraz ateş olduğunu ve imgelerinin bu kez de göğsünden vuracağını hisseder. Ve nihayetinde, bir şiir daha gökten düşer, yani şair son nefesini verir ve şiir de sona erer.
Yaz yaz bitmedi uzunken kestik Tebrik ettim efemmm
Aman Allah'ım didim🤭.. ve vay bee dimişim bir de.. Vay anasına bee diye iç geçirmişim bir de.. ne çok içim geçmiş de haberim yok..
koltuğuma öyle bir kurulmuşum ki, elimde bir kalem sigara, geçmişim şiirin karşısına bir kez daha okumuşum..bunları ben mi yazmışım diye..
Sevinmedim dersem yalan olur .. çünkü şimdiye kadar okuduğum en güzel yorumla ihya olmuşum..daha ne olsun..gurur duydum kendimle..bir de bu harika üstü yorumdan da çok büyük onur duydum..
Nutkum tutuldu. Ellerim kızarana kadar alkış tuttum..
Ha bir de mahcup oldum.bu kadar güzel ve yapıcı bir yorumu hak ettim mi diye.
Eyvallah. Vallahi pes dedirtti , inanamadım. siz de ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş meğer.
Aman Allah'ım didim🤭.. ve vay bee dimişim bir de.. Vay anasına bee diye iç geçirmişim bir de.. ne çok içim geçmiş de haberim yok..
koltuğuma öyle bir kurulmuşum ki, elimde bir kalem sigara, geçmişim şiirin karşısına bir kez daha okumuşum..bunları ben mi yazmışım diye..
Sevinmedim dersem yalan olur .. çünkü şimdiye kadar okuduğum en güzel yorumla ihya olmuşum..daha ne olsun..gurur duydum kendimle..bir de bu harika üstü yorumdan da çok büyük onur duydum..
Nutkum tutuldu. Ellerim kızarana kadar alkış tuttum..
Ha bir de mahcup oldum.bu kadar güzel ve yapıcı bir yorumu hak ettim mi diye.
Eyvallah. Vallahi pes dedirtti , inanamadım. siz de ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş meğer.
şiir alemi insana her şeyi yaptırıyor değil mi :) karmakarışık bir alem işte, gerçek mi hayal mi rüya mı bilemiyor insan. sonra kendinize bir tokat atıyorsunuz, kendine gel oğlum diyorsunuz :)
evet hayat devam ediyor yavaş yavaş tükenip gidiyor nefesler giderken de illaki bir şeylerimiz alıp götürüyor.
şiir alemi insana her şeyi yaptırıyor değil mi :) karmakarışık bir alem işte, gerçek mi hayal mi rüya mı bilemiyor insan. sonra kendinize bir tokat atıyorsunuz, kendine gel oğlum diyorsunuz :)
evet hayat devam ediyor yavaş yavaş tükenip gidiyor nefesler giderken de illaki bir şeylerimiz alıp götürüyor.
"Seni öldürmeyen her şey, sadece güçlendirir." demiş Nietzsche.
Kırgınlıkları, düş kırıklıklarını ve hüznü de içeriyor olmalı bu ünlü cümle! O halde; negatif enerjiye yenik düşmemek için, yeni bir sayfa açmak lazım yeni bir güne başlarken...
Hep var olsun güçlü kaleminiz, sayın Boran. Çok saygı, selam ile.
Sorular sıralı gelmiş ..sanki bir hesaplaşma.. anahtarı içeride kalmış bir kapalı kutu. Elbette yazdıran kadar yazan da gayret sarf etmiş. Çok nadir imgeli şiirler yazan ustalarımızın başında geliyorsunuz. İçeriyi özel fakat sunumu şık bir şiir okudum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.