5
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
543
Okunma

sen gittiğinden beri
uçurumunda gözlerimin
ateş çiçekleri büyütüyorum…
Marissa!
kayıp bir neslin son güzeli
bak yine elence leylim ley çalıyor
kentin bütün çay bahçelerinde
sen de çok güzel söylerdin bu şarkıyı
ve sen söylerken kelebekler konardı sesine
gece seslerinin şahitliğinde
poseidon’un ruhu bizi kutsarken
ballı incirler tadardım dudaklarından
çakır keyif sarhoşlar misali
birbirine dolaşırken dillerimiz
sevişmelerimizin hatırasına
sana yazdığım her şiir sonrası
gözyaşlarımdan
bir damla daha eklerdim
boynundaki safir gerdanlığa Marissa
ve bilirdim ki
bizi gören bütün insanlar
inanırdı sevginin yüceliğine
defne kokar saçların
göğüslerin limon çiçeği
kulak memelerin
ölümsüzlük iksiri bir nefaset
nefesin
sardunya serinliği taşırken ruhuma
hayatımın her anında parmak
omuz başlarımda
tırnak izlerin dururken hala
ve dudakların boynuma
her dokunduğunda
darboğazında kalırım
deli mavi suların Marissa
ahh Marissa
bu öykünün başlangıcı
ille de gözlerinin koyukahvesi
akşamların turuncusu
ve sihirli sözcüklerle müjdelenmiş kalemimle
kalbimi yağmalayan kirpiklerine
şiirler yazarken ben
sen saçlarına taktığın güneşi
suya indirirdin salına salına Marissa
haydi Marissa
fısılda aklından geçenleri
zeytin ağaçlarının kulaklarına
ki
bizim olsun bütün gece
bütün evren
ve her haliyle
bizim olsun Erdek
üstümüze ölümün gölgesi düşmeden
topla son kez
kaz dağlarının yeşilini eteklerine
savurup saçlarını
Marmara’nın mavi sularına
başla raksa Marissa
başla ki
kumsalların denize kavuştuğu yerde
yeniden buluşsun gözlerim
koyukahve bakışlarınla
rüyaya bu
yağmur başladı Marissa
aldırış etmeden ıslandığımıza
neşeyle dans etmeyecek miyiz son kez
seyrimize durmayacak mı?
tarihin gölgesi
Apostol’da ki çınar ağacı
ve hasret çeken sevdalı ruhlar
son Avşa sefamız
şarabın kızılında dem tutup
sevişmeyecek miyiz son bir kez?
dalıp Marmara’nın derinliklerine
titrek mum alevleri gibi titreyen bedenlerimizle
sil baştan tatmayacak mıyız?
aşkla kutsanmış dokunuşları Marissa
çığlık çığlığa
içimiz içimizden geçerken
gelip çattı şafakların alacası
düşlerden uyanmanın vaktidir şimdi Marissa
ki son bulmadan tenlerimizin alış verişi
son bulmadan ruhlarımızın ayini
beddua etmeyecek miyiz?
bizi göç yollarına düşürenlere
…..
Her yıl olduğu gibi
Bu yıl da geldim Marissa
Hüznüme eşlik ederken
Apostol’daki çınar ağacı
üç parça safir bırakacağım yine
her zamanki yerine
ve çınarın gövdesinden
geçiş ritüelimi tamamlayıp
ikimizin dili ikimizin kavlince
son dileğimizi tekrar edeceğim
Marissa
sevgi kelebeğim
isimsiz kuşlar çalıp gitse de hayallerimizi
bir gün mutlaka demekten
ve seni beklemekten
asla
ama asla vazgeçmeyeceğim
5.0
100% (11)