6
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
520
Okunma
Rüzgârın estiği yönde bükülür ağaçlar
kopar dallarından portakal çiçeği
Bugün ben kopmadım ki dalımdan
mevsimin kırgın çiçeği de değilim
sen şimdi ne oldu diyeceksin ?
Çarşının göbeğine kış konmuş bugün
beli bükülmüş bir sonbahar konaklamış
kalabalığın içinde emekli koltuğuna yerleşmiş ,
"istenmeyen bir konuk "
herşeyden usanmış, kaşları çatık bir gemi yanaşmış limana ,
yüzemiyor artık dünya denizinde ,
kıyısın da beklerken bu hayatın ,
coşkun dalgalara kapılarak kaybolan
"-hayatın içinden çıkıp geldi bir yabancı ,
"-O okudu ben dinledim hikayesini
"-bir kaşık,
bir bardak,
bir tabak fazlasıydım bu şehirin ,
varlığım, battı güneş gibi her gün
her sabah sancıyla uyandı hayallerim
kapıları gıcırdatma dan yaşamayı öğrendim dedi !
Yorgun bakışlarıyla ;
"Hiç kesmedim sohbetimin ışıklarını ;
taki !
yüzümün duvarları sökülüp
kirişlerim dökülene dek
"-Bakışlarıyla süzüp etrafı konuştu yine
Of çekmeden kendisiyle
bir iğne ,
bir iplik,
bir kumaş fazlasıydım bu şehrin ,
yaşlandıkça kırpık kırpık oldu gençliğim ,
Güneşi tutamayan vitaminsizdi ellerim
tutamadım asasını bu hayatın
Gücenme yüreğim !
sen yürüdün bu kaldırımları ,
yürüdükçe uzadı ömrünün yolları ,
şimdi garip garip bakıyor seneler yüzüne
genç kızlar kar düşmüş saçlarına
delikanlılar dalga geçerek ceketinin düğmesine
ÜZÜLME!
yaşlanmış yüreğinin gölgesinde ,
yeni doğan şiirler büyür elbet ,
sustukça konuşur kelimeler dizelerinde
şarkı söyler rüzgar bağrında gezerek
alkış tutar yağmur pencereden, damla damla
Ayşe Caniberk
Gümüş kalpler
5.0
95% (19)
4.0
5% (1)