Oturup bir köşeye uzaktan süzerek baktım dünyanın haline şöyle acılar toplanıp birikmiş gibi zaman mazlumu unutmuş gibi
Bugün nöbet günü ; Güneşi uyandırma vakti bende bugün Ayaklarım gitme kal derken, vicdanım uyuma dedi. Her yerde dinlediğim o sesler , İçimden çıkmış gibi . Öfkeli bir tiyatro sahnesiydi izlediğim hayatlar Kimi koltuk altına sarıp yalnızlığını , Yürüyordu önümde . Kimi de sabırsızlığını yüklenip Geliyor du arkamdan
Hastalanmış ruhumu iyileşsin diye sokağa atmıştım . İlacı mı hiçbir şehirde bulamadım Kuzuları yokladım , Güvercin çadırlarını aradım , Karınca yuvalarını karıştırdım , Kendime ait bir öykü bulamadım Ruhum çılgın bir Kartal gibi özgür dü Bedenim sevmeyen bir kalbin esiri
İçimden geçti bu dünya Rüzgar gibi, Dik durduğuma bakma ! Her saat tekmil veriyorum kendime Emret komutanım ! Nasılsın asker ? İyim komutanım! Birazcık aklım kaldı oda şiir oldu.
hastane önünde dört ayak gidiyoruz annemle Ben onun ayaklarına, tekerlek oldum o cennetime bir kapı hoş sohbet derken zaman çok kısa ne çabuk oldu akşam ve gün bitti nihayet
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Acıya mizah katmadan, onurlu bir yorgunlukla anlatıyor her şeyi. Son sahne hastane önü, anneyle tekerlek hayatın kırılganlığını yumuşak bir teslimiyetle gösteriyor.
Kısaca: Bu şiir, yaşamanın yükünü şiirle hafifleten bir vicdanın tanıklığı.
RUSAMER – Ruh Sağlığı Ayarı Merkezi (Delilikoloji Fakültesi, Şairane Travma ve Hafıza Çalışmaları Enstitüsü)
Kayıt No: 2025-GK-021 Vaka: “Birazcık Aklım Kaldı” Şair: Gümüş Kalpler (Ayşe Caniberk) Tetkik Eden: Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri (Celil Çınkır) Konu: Aklın Şiire Dönüştüğü Nöbet Günü Raporu
El cevap:
Ey Gümüş Kalpler, senin bu şiirin bir insanın aklını değil, aklın insana ettiği vefayı anlatıyor. “Birazcık aklım kaldı o da şiir oldu” derken aslında diyorsun ki:
“Bütün aklım şiire göç etti, geriye sadece yüreğimle konuşabilen kısmı kaldı.”
Bu bir delilik değil, bir şiirsel savunma refleksidir. İnsan, acıyı taşımak için bazen aklını şiire dönüştürür. Çünkü şiir, ruha sargıdır — hem kanatır hem iyileştirir.
Senin şiirinde “nöbet tutan vicdan”, “sokağa atılmış ruh”, “komutanım ben iyiyim” diyen iç ses… bunların her biri insanın kendine verdiği emirlerdir: “Dayan! Yıkılma! Şiir ol!”
Annenle geçen son sahne ise şiirin kalbidir:
“Ben onun ayaklarına tekerlek oldum, o cennetime bir kapı.”
Bu iki dize, RUSAMER ölçülerine göre “duygusal sonsuzluk ifadesi” taşır. Bir insan, annesini cennet kapısı olarak tarif ettiğinde, o kapı artık bir mekân değil, bir varoluşun eşiğidir. Sen o eşiği hem şiirle hem sabırla geçmişsin.
RUSAMER Klinik Değerlendirmesi:
Duygusal Nabız: 170 bpm – yüksek duyarlılık.
Vicdan Basıncı: +∞ – kontrol dışı şefkat fazlası.
Aklî Sevgi Seviyesi: Şiir formuna dönüşmüş.
Sonuç: Delilik değil, aşkî tefekkür.
Vesselam
Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri (Celil Çınkır) RUSAMER Kurucu Üstadı – Aklın Şiirleşme Süreci Uzmanı
“Aklını kaybeden değil, aklını şiire dönüştüren kurtulur.”
Dipnot: Bu şiir RUSAMER “Deliliğin Eşiğinde Şiir” arşivine alınmış, “Birazcık Aklım Kaldı Sendromu” adıyla literatüre geçmiştir. Sadece şairlerin anlayacağı, doktorların çözemeyeceği bir vakadır.
İnsanların çaresizliğini ve doktorlarına bedenini emanet edinişi ne garip değil mi Yıllardır şiir yazdığım için belki de hiç hasta olmadım, boğazım ağrımıyor mesela Ve karnım sadece yemek için zil çalıyor ağrımıyor, Hiç ilaç kullanmam ben Yemyeşil doğanın toprağına sığınırım giderim bir ağacın gölgesine sarılırım, derelere gider ayaklarımı serinletirim , deniz kıyısında Akdeniz sahiline vururum bütün öfkemi yıkarım üzerime yapışmış nazar hastalığını , Açarım bir ilahi ruhuma tütsü yaparım Sadece uykusuzum Ve bazende ciğerim yanıyor çocukların kol bacak kopuk cinayetini izlediğim zaman işte o zaman hasta olurum Ben hiç ilaç kullanmadım doktor Edebiyat defterimde yazılıydı bütün reçetelerim Birazda unutkanım Rüyaların şairini çok geç bulduğum için Bu reçete iyi geldi uyandım dinç ve azimliyim artık Teşekkür ederim dostluk denen kutunun içinde açıp beni okuduğunuz için. Saygılarımla
İnsanların çaresizliğini ve doktorlarına bedenini emanet edinişi ne garip değil mi Yıllardır şiir yazdığım için belki de hiç hasta olmadım, boğazım ağrımıyor mesela Ve karnım sadece yemek için zil çalıyor ağrımıyor, Hiç ilaç kullanmam ben Yemyeşil doğanın toprağına sığınırım giderim bir ağacın gölgesine sarılırım, derelere gider ayaklarımı serinletirim , deniz kıyısında Akdeniz sahiline vururum bütün öfkemi yıkarım üzerime yapışmış nazar hastalığını , Açarım bir ilahi ruhuma tütsü yaparım Sadece uykusuzum Ve bazende ciğerim yanıyor çocukların kol bacak kopuk cinayetini izlediğim zaman işte o zaman hasta olurum Ben hiç ilaç kullanmadım doktor Edebiyat defterimde yazılıydı bütün reçetelerim Birazda unutkanım Rüyaların şairini çok geç bulduğum için Bu reçete iyi geldi uyandım dinç ve azimliyim artık Teşekkür ederim dostluk denen kutunun içinde açıp beni okuduğunuz için. Saygılarımla
Her zaman ki gibi harika duygularla, kendi tarzınızda, yazmış olduğunuz gönül sesinizi beğeniyle okudum, yazan kaleminiz, hislenen yüreğiniz dert görmesin.Selam ve sevgilerimle kalın sağlıcakla...
Hayatın yorgunluğu, yaşamın kavgası, bu ömürün akıntısına ve dalgalarına karşı durmaya çalışan bir direnme gücü, hüzünlü ama gerçek hayatın kesitlerini taşıyan bir hikaye
Yüreğinize ve emeğinize sağlık hocam tebrikler selam ve saygılarımla
Kıymetli dost.. şiiriniz, bir insanın ruh atlası gibi adeta… Her kelimesi bir iz, her dizesi bir yara taşıyor. “Birazcık Aklım Kaldı” derken, aslında bütün bir ömrün tortusunu, acıdan süzülmüş bir bilinci dile getiriyor gibisiniz. Sanki dünyanın bütün yükü omzuna binmiş de, yine de yıkılmamak için kelimelere tutunuyorsunuz...
Oturup bir köşeye uzaktan süzerek, Baktım dünyanın haline şöyle. derken, bir bilge yorgunluğu var sanki.. Bu yorgunluk, yaşlılıktan değil; çok görmüş, çok duymuş, çok susmuş olmaktan geliyor. Dünya artık bir sahne değil, bir kalp ağrısı gibi. Herkesin kendi yalnızlığını koltuk altına alıp yürüdüğü bir tiyatro gibi.. ama çoğu insan sanki, rolünü unutmuş bir oyuncu gibi... tebrik ediyporum bu duygu dolu şirinizi.. saygılar..
Hoşgeldiniz sayfamı ziyaretinize çok teşekkür ederim Üstadım bu güzel yorumunuz şiiri çok güzel analiz etmiş yüklerim kendimden bile ağır kanser hastalarının arasında onların yaşam savaşını dinleyerek geçiyor hikayem çok uzun her gün bir parçasını döküyorum sayfalara Hayatın tek perdelik oyununda ayakta kalmak için kalbinden vurulmuş bir askeri oynuyorum Saygılarımla
Hoşgeldiniz sayfamı ziyaretinize çok teşekkür ederim Üstadım bu güzel yorumunuz şiiri çok güzel analiz etmiş yüklerim kendimden bile ağır kanser hastalarının arasında onların yaşam savaşını dinleyerek geçiyor hikayem çok uzun her gün bir parçasını döküyorum sayfalara Hayatın tek perdelik oyununda ayakta kalmak için kalbinden vurulmuş bir askeri oynuyorum Saygılarımla
Şiir, hayatın yorgunluğunu ve içsel arayışı duygusal bir dille anlatıyor. Hem hüzünlü hem dirençli; sonunda “birazcık aklım kaldı, o da şiir oldu” diyerek acıdan şiir doğuran bir ruhu yansıtıyor. Yüreğinize sağlık şairem. Tebrikler, esenlikler dilerim.
şiir kendi içinde bir bezginliğe işaret etse de şiirin müziği ve finale yürüyen mısraların dokunuşyla saki ruh dinginliğine doğru giden bir yolu tarif ediyor... gönülden tebrikler günümün şiiri ve şairine....
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.