Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
redfer
redfer

saatin gongu vuruyor arka arkaya

Yorum

saatin gongu vuruyor arka arkaya

5

Yorum

26

Beğeni

0,0

Puan

687

Okunma

saatin gongu vuruyor arka arkaya

saatin gongu vuruyor arka arkaya



araya zaman girdikten sonra
ankaraya tekrar geldiğinde
ne bıraktığın ankara
aynı şehir
nede sen…

ne çam yeşili
kara bir dehlize açılan rampa eski rampadır
sen tekrar geldiğinde
ne de mehtap
ne beyaz güller
ve senin en güzel aksin yerli yerindedir hala
bir kuytuda
veya kirli bir ayna da
iade etmezler asla görüntünü

ne varlığını sorgularsın
ne de yaşlanışını
sevinçli ve ışıklı aydınlığa doğar
bir pazar sabahı
bir de ankaranın buzlu karanlığı

ne leylanın gerçek aşkı tanıması için
ölmesi gerektiğini fark edersin
ne de mamağın kasvetli sokaklarında için kararır
oysa dışarıda bahar güneşi
tahta sıralarına yansımakta
oturduğun bankın

zamanı değil
saniyelerini bilirsin
ayak izlerini fark edersin çünkü
çünkü zaman ateştir gökyüzünde
ve güneş ateşi değil
ateşin cisimler üzerindeki yansımasını çizer en fazla

bir düşün bakalım
sen kim bilir hangi otobüsün
yıllar önceki bir ekim akşam üzerinde
sabah mıydı yoksa
getirip kızılayın kaldırımlarına bıraktığı
ekose kazaklı o çocuğun
gözleriyle mi bakıyorsun hayata hala
onlarca yıl önceki gibi

ne bulutlar eski yağmurları yağdırmaya gelirler
ne sen aynı bulutlar olursun
saçların itirafçı
göz altı çizgilerin bugüne tutuklu

içinde belki onca kitaptan arda kalan
birkaç cümle
okuru sen
muhatabı zaman
ne kadar güzel
kızılca bir renksin
her ekim gelir
her haziran dönersin

gündüzlerle geceler eşitlenir oysa
şimdi gece gündüzün
gündüz gecenin içinde
ve dahi tümden gitme vaktidir
bir yığın hatırayla beraber

elinde
ilk sahifesi ithaf taşıyan bir kitap
içi şiir dolu bir defter
bir yığın alıntı
kırmızı gül yaprağı
hanım eli dalı
zambak beyazı arzuların

af edersin
yoksa sen o şair miydin
ankara sokaklarını her gece gezinen
her gece uykusuz
avare ve yalnız
sonra uzun uzun dalıp giden
gece duymasın
birazdan uykun gelecek biliyorsun

ya da söz aramızda
söz kimselere söylemem
bir tahta bankın üzerinde kıvrılıp uyuduğunu
bir yığın acıyı üstüne örtüp
ne kadarda çok yorgunsun
ne kadar çok refakatçin var
bir yığın ışık
bir yığın gölge

aslında biliyor musun
tekrar geldiğinde sen
belki aynı sen olabilirsin
belki ulusta yerli yerinde
belki hayattır değişen en fazla
içinden ihtilaller gibi geçip giden
birkaç tank paleti

ve yağmur
ve sürgün yediğin taş duvarlar
en fazla değişen sen değilsin
belli ki zamandır

sen şimdi bir yolun sonunda
veya bir sokağın başında yolcusun
ya onlar
kalır mı
aynı şehir içinde
hep aynı kişi

ne sen
ne ankara
yani o rüzgar kokulu sınıflarda olmasak da
yani o üzeri tebeşir artıklı koyu yeşil tahta olmasa
birkaç sıra
birkaç masa
ve ucu caddeye açılan birçok buğulu pencere
bir anlatan
ve bir de dinleyen olmasa…

birde heyecanın ve koşuşturmanın
o upuzun listelerde adını aramayı unutmadığın sınıf defteri
öğrenemediğin pek çok şey
mesela sevmek
mesela aşık olmak gibi

peki ya senin duyguların yok muydu
birkaç satır başıyla mı sınırlıydı kalbin
ve hayallerin
hala hayatta mısın
hala yaşıyor musun
hala birini sevemedin mi
mesela ayseli
oysa ne kadar sevmişti seni

saat 12.00 dir
yolun sonu
ve gecedir
ilk bakışta iyi bir saat gibi görünmemekte
oysa bu kenti terk etmek için
en iyi saattir 12.00

saatin gongu vuruyor arka arkaya
ne camda parmak izin
nede basamaklarda adımın kalmış
hayatının asli meselesi olmaktan çoktan çıkmışlar
şimdilerde dönüş halindesin
yağmur yağıyor yine
kızılay meydanına

terk ediyorsun ankarayı
bir otobüsün kim bilir kaç numaralı koltuğunda
gök gürlerken uzaktan
yada çok yakından
insanlık hali
korkuyorsun

ateşin terbiyesinden geçmemiş miydin yoksa
hala korlaşmadı mı yüreğin
o zaman
bırak kendini korkunun kollarına
korkmanın o güzel yanına
yağmur camlarda olsun
ve sen
bir romantik aşık gibi
ve el salla artık ankaraya

ve sen belki bir romanın
kim bilir hangi kahramanı
hangi sahnesinde
trajik bir repliğin kelimeleri dudaklarında
karışır kapkaranlık bir gecenin karasına
duyguların derin
hüzün akar
koskoca sessizliğe
almışsın valizini yanına
gidiş vaktidir artık

redfer


Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Saatin gongu vuruyor arka arkaya Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Saatin gongu vuruyor arka arkaya şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
saatin gongu vuruyor arka arkaya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Güz yorgunu
Güz yorgunu, @g-zcyorgunu
27.3.2024 22:21:46
Sızılı bir ayrılış hikayesi.Ankaraya gidersem ayrılmak için 12'yi bekleyeceğim. Yalın anlatımıyla çok güzel bir şiir. tebrik ve selamlarımla.
Fatih5323
Fatih5323, @fatih5323
27.3.2024 18:31:24
Ulvi şiirinizi büyük bir hayranlıkla okudum. Teşekkürler şairim. Emeğinize, yüreğinize ve Kaleminize sağlık. Saygı ve hürmetlerimle.
Recai-2261
Recai-2261, @recai-2261
27.3.2024 18:21:45
Harika şiirinizi büyük bir keyifle okudum. Emeğinize ve güçlü kaleminize sağlık. Teşekkürler Üstadım, saygılarımla.
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
27.3.2024 17:50:38
ne çam yeşili
kara bir dehlize açılan rampa eski rampadır
sen tekrar geldiğinde
ne de mehtap
ne beyaz güller
ve senin en güzel aksin yerli yerindedir hala
bir kuytuda
veya kirli bir ayna da
iade etmezler asla görüntünü

Bu şiirde doğanın ve aşkın sembolleriyle güçlü bir imgeler dünyası yaratılmış. Çam yeşili ve kara dehliz, doğanın zıtlıklarını temsil ederken, aşkın tekrar gelmesiyle değişen bir manzarayı anlatıyor. Mehtap ve beyaz güller, romantizmi sembolize ederken, "en güzel aksin" vurgusuyla gerçek aşkın ve güzelliğin içsel olduğu vurgulanıyor. Şair, aşkın ve güzelliğin gerçek kaynağını derin bir şekilde anlatıyor, kişi dışsal etkilere ihtiyaç duymadan kendi iç dünyasında bulabileceğini söylüyor. Bu güçlü imgeler, okuyucuya derin bir duygusal deneyim sunuyor.

Paylaştığınız bu şiir, aşk ve sevdanın etkileyici bir betimlemesini sunuyor. Yetenekli bir şairin duygularını yansıtan bu dizeleri okumak büyük bir zevkti. Derin duyguları ve romantizmi içinde hissetmek mümkün. Tebrik ederim, çok etkileyici bir çalışma olmuş. Saygılarımla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
27.3.2024 15:29:29
Sen /ben olmasak da yaşar Ankara.
Anılar silinmiştir, karşılamaz bizi Ankara.
O bize yad gelir biz O'na yabancı.

Çok saygımla Üstadım.
Çok saygımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL