Güneş batmaz,
karanlık denen,
yer kürenin öbür yüzüdür
ve durmadan aydınlanır yeniden.
Gerçek yörüngesinden asla şaşmaz,
Zaman;
Yılmadan akan
İçsel bir gelişimin ürünüdür.

Tarih hata yapmaz!
Hatayı yapan,
yapılanı Tanrı buyruğu yada Alın Yazısı sanan
Pasıf, güçsüz, bilinçsiz, gerici, madrabaz
tutucu insandır ki;
Onların arzu ve hedefi; “Daima Geri!”

Onlar;
Sis, bulut ve karanlık gibi;
Ateşi söndürmeye, aydınlığı örtmeye,
gerçekleri gölgelemeye,
güneşi öldürmeye çalışırlar.

“Aydınlık” ise her an vardır.
Bulutlar kalın bir duvar, sis örtüsü,
ve ömrü
ilk yağmura kadarır.

Bzler;
hata yapmayan,
yapanı yargılayan
kişiler;
Kayıp gibi görünen,
bulutlara gömülen,
geçitleri zorlu bir yamacın,
erişimi güçlü yalçın bir dağın
zirvesini görürüz
ve şu AN’ı düşünürüz.()

Düşün,
dün geçmişten bir gün,
bugün ise hatırlanılacak ”Bir An” kalacaktır.
Yarınlarda yine, bir kere daha
yeni bir AN doğacaktıtr!
Bizler sorumluyuz yalnızca,
“Şu an”ı yakalayıp-kurtarmaya.

()Present(=İngilizce) kelimesi türçeye tercüme edildiğinde; “Hediye” ve aynı zamanda “şimdiki zaman” yani “Şu An” anlamına gelir. ŞİİRİN HİKAYESİ ve şiirimde anlatmaya çalışılan AKIŞ; Ne ileriye(=Geleceğe) doğru yapılan bir plan, nede geriye(=Geçmişe) doğru giden yada gidilmesine çalışılan tutucu bir özentidir. AN’ın boyutu yoktur. “Nokta” gibi bulunduğu “Şu andaki” yerin derinine (=Düşüncel olarak) gidilmesidir ki, buda bilincimizi, benliğimizi belirler. Korunması yada daha mükemmelleştirilmesi gereken de budur. Bilmem anlatabiliyormuyum?