3
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1101
Okunma
Esma!
Ruhu zehirli bedenlerde,
Düşüncesiz nefislerin tutkusuymuş sevgin.
İnce bir köprünün üstünde, tehlikeli bir hâl;
Büyülendiğim gözlerin serapmış.
Artık,
Dilden söylenen bir türkü kadar
Hüzünlü bir
Vedadasın.
Âşık ayrılığa teşvik etmezdi.
Karlı niyetinle sundun önüme ayrılığı;
Vazgeçtiğin varlığımdan
Başkasını gönül diyarına eş yaptın,
Neşesiz mutsuzlukların
Kucağında.
Çıkarsız fedakârlıklarımla gelmiştim oysa,
Hevesin kurbanı olmadan sevmiştim.
Haz bulamadığım fani dünyanın yüzünde
Hazzımdın Esma!
Şimdi, yıldızların kayışındaki
Düşüşsün.
Esma!
İsmini dilimden düşürmezdim,
Bir anda silindin
Verdiğim kıymetin közüyle.
Sokağın gürültüsü bile sıkıyor,
Huzurlu değilim sensizlikte.
Senli günleri düşlemek
Harabe bir şehrin tozları maalesef.
Ne rüyamda bir düş,
Ne yüreğimde bir limansın.
Güneşin batışında tekrar
Doğmayansın.
Esma!
Baharlar soluyor gönlümde.
Taha Bilal Mustafa Kekeç