2
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1009
Okunma

İnsanın elinde olmayan şeyleri ya da ucuz suçları
bahane ederek gidenleri görüyor musunuz? Bu onların yarımlığıdır.
Kendilerini tamamlamamıza ihtiyaçları var...
Haklıydın tamam
borular patlamıştı
ve şehir lağım kokuyordu
-sadece şehir değil
bir de uçurtmaları astıkları gökyüzü-
Senin kör de olsa bir bavulun vardı
benimse dolmuş param çıkışmıyordu
Ama biliyorsun söyleseydin gitmendeki payımı
yürüyerek de olsa gelir el sallardım
ritüelsiz bırakmazdım vedanı
Hala bilmiyorum suçum neydi
Yere tüküren adamlardan değildim
Şehrin belli caddelerinden çıkmayan bir adam da
pergelle çizilmiş gibi
Gölgen şahittir
öyle ya yürürken tuttuğum hep onun elleriydi
Korku filmlerini sevmiyordum
ki bunu suç kabul etmiyorsundur sanırım
Zaten perdeleri çok hızlı asarak
açığımı kapatmaya da çalıştım
Gitmeseydin
atları daha çok sevmeyi deneyebilirdim
Boruları onaramazdım
ve unutturamazdım eksik kelimelerle lağım kokusunu
ama soğan ve biberleri tavada sabırla öldürebilirdim
/ burada ara vermem gerekiyor
bahçedeki kurumuş yaprakları toplayacağım
eylül kendisini suçlayıp duruyor /
Hala bilmiyorum evet suçum neydi
Ütünün fişini çıkarmayı unutmadım hiç
Tamam boynunun kenarında gezmekte acemiydim
ama sevmediğim halde
ojeli parmaklarına tahammül ettim
Biliyorsun bazı şairlerin şiirlerine
yorum yapmadan geçmişliğim varken
saçlarını ne zaman kestirsen
fark edip yakışmış dedim
Sen istedin diye bıraktım
satırların altını çizerek okumayı
onun yerine hep gülüşünün altını çizdim
Gitmeseydin
duvarları(mı) senin istediğin renge boyayabilirdim
Boruları onaramazdım
ve unutturamazdım sevdiğin şarkıları söyleyerek
lağım kokusunu
ama bahçedeki çiçekleri bırakıp
yaralarından istediğin kadar öpebilirdim
Hadi dön be kadınım
Esma’dan senin seçtiğin bir ismi
doksan dokuz değil dokuz yüz doksan dokuz kere
dilimize zikir diye koyalım
Öznesini değiştirelim
ayrılık acısının…
Özgür SARAÇ / Râzı