11
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
367
Okunma
ya sen ateşi tanımamıştın
ya da ben çok korkuyordum üşümekten…
bir saat kadranıydı yurdumuz
akrepliği yakıştıramazdım sana
hem yelkovan gibi ince ve güzeldin ki sen
kaldırdılar tahterevallilerimizi
gökdelenlere astılar salıncaklarımızı
herkese siz kimsiniz diye sordular da
bir bize sormadılar
biz kim mi? senle ben!
kanatlarında aşk saklayan ayrılıklar..
Pardon çocuklardık…
tekerlemelerimiz vardı
habersizdik tedbirli olmaktan
ne renk istersen öyle çizeyim
entarinin çiçeklerini
unuttum sanma sakın
eteğinde barındırdığın serçeleri
çocuk değildik
ama hep çocuk kaldı seni seven yanım
aynalarla aram olmasa da
engel değil saçlarımın beyazı
uçuk ve yasaklı hayaller kurmama
karma karışık düşlerimin
harflerini yolluyorum sana
ama sen eksik etme
begonvillerin suyunu
kedinin yemeğini
ve her yazılan şiir olmasa bile
en güzel şiirdir ki senin tebessümün
yaşamaktır insanın müzikle dost olması
bir de hatıralarına ölümüne sahip çıkması
bağışla her halime şahit tuttuğun kıskançlığımı
diyorum ki
bademler çiçeğini dökmeden
bir ikindi vakti
kaya kınasıyla kalp çizersek avuçlarımıza
ve üç yudum yeminli su içersek
kim bilir belki o zaman düzelir
kekeme dilimize gizlenmiş özledim sözcüğü
şehrime yağmur yağdı
güneş edebinden ödün vermedi
son bir kez göndersene sihirli kuşlarını
büyümek istiyorum artık
görmek
duymak
anlamak
hatta ölmek!...
küs mü barış mı deme bana
ben hiç beceremedim ki küsmeyi
*
5.0
100% (17)