0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
472
Okunma
Tek bir oyun sahibi;
Oy ile oyun,
seçmen ile koyun
çelişkisini gayet iyi bilen
ve adil-demokrat seçime inanan ben,
bekleyeceğim bu
son seçiminde sonunu.
Artık biz
20 yıldır güttüğün koyun değiliz!
Ne inanıyoruz sana,
nede üflediğin yalancı kavala!
„Öksüz kalacak sensiz onca 1000 oda,()
üstünde poz verdiğin ihtişamlı merdivenler
nasıl dayanacak buna,
sen gidersen eğer?
Ağlayacak başı taçlı boş tahtına
baka-baka
devasa altın kaplama ağaç oyma koltuklar.
Ayrılık gözyaşlarını silmeye yetmeyecekler;
El işi ipi ince sık dokulu narin ipek işlemeli halılar,
kalın tüylü, kenarları püsküllü parlak kadife perdeler
sen gidersen eğer.
Sen gidersen eğer
yatak odası yatmayacak,
kalkıp arayacak her seher,
içi yünlü kenarları narin sırmalı şık terliklerini
mubarek ayaklarının.
O üst-üste, küre-küre, boğum-boğum dört direk tenteli
kuştüyü yastıkları sıcak,
geniş-uzun-yumuşak yatak
ve içi pamuk dışı parlak seten el işleme yıorganları
çekecekmiş meğer,
böyle bir terkedilmişliğin acısını
sen gidersen eğer!
Doyamıyacak artık karnı
kristal billur cam bardaklar kenarları yaprak donanı,
altın varaklı porelen boş tabaklarla dolu
kahvaltı salonu.
Büyüklü küçüklü yan yana dizili;
Keskin bıçaklar, sapları fildişi
boy-boy gümüş çatal ve kaşıklarla
başı boş yemek odaları terkedilecek yanlızlığa...
Böyle bir güzelliğe ne bir el, ne bir dil nede dudak değer
sen gidersen eğer.
Altın musluklu hava masajlı gömme havuzuyla,
duşunun taşı mekik gibi oyulu banyolar,
kristal aynasıyla duvarı mermer,
porselen oturaklı abanoz kapaklı dibi taret-ibrikli helalar…
Hepsi-ama-hepsi yas tutacaklar
sen gidersen eğer.
Ey Yolcu!
Böyle bizi üzgün bırakıp-gitmek olurmu?
Ne güzel alışmıştık sana,
nasıl dayanacağız bu ayrılığa!”
Diyerek direnecekler fakat;
Ağaç oymalı koltuk, altın kaplamalı taht,
ince ipek halılar, parlak kadife perde,
devasa yatak odası, yatak üstü tente,
gözleri dop-dolu
bir kahvaltı vede birde yemek salonu,
boş tabaklar, gümüş çatal-bıçak-kaşık,
kristal bardaklar hiçbir şey yapamayacak artık.
Terk edilmek kaderleriymiş meğer,
sen gidersen eğer.“
() Yana yatık-içeri EY YOLCU! (2) şiiri 10.07.2020 tarihinde yazılmıştır. (*) Giden birine yazılan “EY YOLCU” seri dizelerimin; Sayın Necmettin Halil Onan’a ait olan “DUR YOLCU”(=Asıl adıyla BİR YOLCUYA) şiiri ile uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur! Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm.
5.0
100% (4)