0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
782
Okunma

Dişlerimde
kuduz sözlerin sızıntıları damla damla,
her bir cümlemi zehirlemiştir.
Bunu biliyorum çünkü
kaç defa kendimle konuşunca ve teselli verince içimdeki biçareye
zehirlenip öldüm, dirilip yine öldüm… hem de kaç kere…
Sakın ha sözlerimi duymayın, en tatlı cümlemi bile tatmayın, siz de zehirlenirsiniz!..
Gözlerime Menelaos’un öfkesi, hırsı,
iblislerin verdiği intikam arzusu yerleşmiştir.
Dünyanın güzelliklerini görebilmek için görür gözler,
taşlı yollarda yürümekten öte;
fakat yeryüzünde gördüğüm ve görmek istediğim tek aşk güzelliği
Paris’imin kaçırılışının üzüntü körlüğüne yakalandım.
Ve bir erkek olarak ve bir kral olarak
namusuna saldırılmış ve gururu kuşatılmış bir ego sarmalının ortasında kaldım.
taşa dönersiniz, yüzüme bakmayın!..
Nihayetinde
zora gelemeyen kaypak Zeus gibi davranan dostlar yüzünden
doğan güneşten rahatsızlık duyup
mağaralara sığınan yarasalara da benzerim.
Bu hâlimle ne zahiri dünyanızda ne de ahiri dünyalarda
aramayın boşuna, yoktur benzerim.
Çile çeke çeke çilenin çilelerini kanıksadım,
Artık
nabzı yavaşlayan ve sıcak nefeslerden bunalan
ve iglolara sığınan bir kara yılanım.
Erlik’in karanlık yer altına inecek vaktim dolsun diye
bir köşeye sinmiş de beklerim.
Yaşayabildiğiniz kadar yaşayın, aldanabildiğinizce aldanın
ey gafil insan denen mahlukatlar!
Her biriniz bilmiyorsunuz ki
kendi kendini yemekten iskelete dönmüş
ve yine kendi gözlerini oymuş
ve kendine bile rüşvet ödemeden cehennem nehri Stiks’i geçirmeyen
Aç gözlü Kharon’sunuz… hem de her biriniz… hem de ben de…
Anladınız değil mi?..
Ölümün sırları, yaşayamamanın sırları bende.
Ben de isterdim elbet
seveni sevmek, gülenle gülmek… gül bahçelerinde gezinmek
ve serçelerin sesleriyle neşelenmek…
Fakat
cehennemin çıkışından çıkartmayan canavar Kerberos’a
döndürdü beni yaşamak denilen illet.
Şüpheler ve hayâl kırıklıkları ve öfkeler ve acılar ve zillet
uykusuz gecelerin ve çözülmeyen problemlerin kaosunda
yaşamak zorunda bıraktı beni.
Ve ne zaman umut edecek olsa biri ve kurtulmak için isyan…
diğer kafalarım saldırdı yine kendi kafama…
En çok kendimize zarar veren kendimiziz,
dedim de kaç kere beni dinlemediniz!..
Ben de beni dinlemeyenlere küstüm,
vaz geçtim onlara laf anlatmaya çalışmaktan
ve güneşin altında gölgemle mutlu olmaktan…
Şimdi buzulun içine kıvrılıp uyuşmuş duruşum,
hayat ve korkuya bir yorum.
Tamam, itiraf ediyorum:
Tüm bu minval, ahval ve şerait içinde
yaşamayı isteyen ve ölmeyi kabullenemeyen kendimden korkuyorum…
Kabulden değil yani
Yaptıklarım ve yapmadıklarım…
Ve Ouroboros gibi kendimi yiye yiye kendi içime sığınıp yaşamam,
korkudan devam!..
7 Aralık 2022
5.0
100% (4)