1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1262
Okunma
iyot soluduğum adalarda özgürken
modern yaşamların forsası olmuşlardanım.
elimdemodernizm;
gönlümde din, ahlak… kurallarınız;
beynimde absürtkitaplarınız, bilgileriniz, belgeleriniz…
yosun kokladığım kayalıklardan alınıp
ısı, ses, ışık yalıtımlı binalara hapsedilen
zavallı mahluklardanım.
mahpusluğum şimdide,
özgürlüğümalbatroslarla bakıştığım geçmişte.
sizinvahladığınız tenhalığımda
çok kalabalık yaşıyordum;
gündüzleri tek geziyor,
akşamları koyun koyuna uyuyordum
birbirimi incitmeden…
ve koyulmayan kurallara uyuyordum.
sürgün insanlar dünyasında yaşamaya,
üzgün olmaya mahkûmum;
kaçacak yollarım tutulmuş
ve gemilerin tümü
ihtiras ve şehvet ateşinizle yakılıp küle döndürülmüş.
ve ben, şimdilerde,
nuh’u bekliyorum;
bir gemi yapar diye
-her şeyin çiftini alsa da
nasıl bir yalnızlık çektiğini siz bilmezsiniz, ben bilirim…
ben tek alınırım gemisine yolda atarsınız beni, diye-
sürgünsünüz kendinizden,
kendimden sürgünüm
teknolojik günübirliğinizde.
insan, kendinde sürgündür
bu apart hapishanelerde,
bu fabrikasyon andezit döşeli caddelerde.
ve duramazken kendinde bile;
sizinle aynı yerde ve aynı anda durmamı,
dans etmemi, sevişmemi…
ibadet etmemi… ve hatta…
vesaire’leri talep ve emir etmektesiniz.
iyot soluyanlarda itaat,
yosun koklayanlarda takat,
martılarla bakışanlarda fakat
yoktur.
sürgünlüğümden
başka bir sürgüne beni gönderebilirsiniz.
siz bilirsiniz.
5.0
100% (3)