4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
538
Okunma

Kalbi kırılmış sonbaharın
Son sararan yaprağı olmalı bu
Risalesini taşır gibi umudunu
Taşımalıydı aşkı tek omzunda
Ne vardı iki gündüz arasındaki gecede kaybolsam
Kaybolsam gitsem kimse bilmese adımı
Bir misvak gibi güzel kokan ruhunu koklasam
Söyle bana ceplerimdeki kırık ayna parçaları
Hayatıma battığı gibi hayal kırıklarımın
Batar mıydı avuçlarıma
Ya da gerçeği gizleyen altın varaklı bir ayna mı lazımdı
Her şeyi daha net görebilmen için
Giderken küçük ağzındaki kocaman sararmış
../köpek dişlerini etime geçirip canımı yakarken
Biliyor muydun gerek bile kalmamıştı parelemene
Gözlerini görmüştüm yarım bıraktığın son meyde
Şimdi oturup içiyoruz bir meyhane taburesinde
Kimsesizliğim, yalnızlığım ve ben
Dışarıda hala kuru sonbahar
Şehirde düzenli düzensiz yanan trafik lambaları
Kalbimde Kabil’in yüzsüz siyah kervanları
Bir o yana gider bir bu yana
Hezimete uğrayan sayısız deve
Haykırışım doğum sancısında olmalıydı
Minik patikler hazırlayıp seriyordum
Paslanmış çamaşır tellerine
Minik panikler hazırlıyordum ya ölürsem diye
Korkum ölmekten değil,
Ya cenazemi kaldırmayı unutursam
Ya da kendimi nereye gömdüğümü
Sonra kendime lazım olursam
Hem kimsem yoktu ki benim,
Kendimi arayıp bulamazsam
Sonra bir de kendimsiz kalırsam
Acımaz miydi ruhum?
Ah yine Ankara metrosundayım,
Sözcükler ağır gelmeye başlıyor
Ne cebime ne beynime sığmıyor
Varoluşumun yansıması..
Güneş doğmadan Kerkük’te
Bolluk bereketi gelir hüzünlerin
Çatısı olmayan toprak damlarında bir koca kentin
Suyun altında kalırdı
Hasankeyf gibi neşem, baharım
Hiç bir arayışa meydan bırakmazdı bıraktığın izler
İçeriden bir çileli ruh seslense irkilirdim
Oysa tanıdık bir çile olmalıydı
İçimden gelen
İfade veren masum bir sanık gibiydim
Soyu bitmez hakim karşısında
Duysalar iç sesimi varlıklarından utanacak kişilerin Davaları sürer dururdu
Adaletsizlik kokan adliye koridorlarında.
Tüm kanunlar yeniden yazılmalıydı oysa,
Durumun ahvaline göre karar verilmeliydi.
"O saatte ne arıyordun?" sorusuna;
"Ruhumu." demek kabul edilmeliydi,
Ya da "cesedimi."
Altın varaklı aynalar kırıldığı için mi
Gerçek çıkmıyordu gün yüzüne?
Gecem karışmışken gündüzüme,
Kanatırken gözlerimi yok edişlerin,
İki elimle alıp başını ellerimle yüzsüzlüğüne
Bakmak istiyorum şimdi
Arımdan çatlamalıydı damarlarının kılcalları,
İki namaz arası gömmeliydim hüznümü
Deli başlı huzursuzluğumla.
Can mi çıkardı bilemem ama
Müptezel sevişmelerin üstünü örtecek şimdi,
Sonbahar yaprakları.
İlk kez kutsal bir göçe hizmet edecek rüzgar.
Dönüp dönüp kendime tapacağım,
Nefretinle inşa ettiğim yıkılmaz tapınaklarımda.
Yüzüm aydınlanacak,
Alnımın akıyla çıkacağım Rahman’ın karşısına.
Alnımın akıyla...
5.0
100% (8)