0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
152
Okunma

Geceler seni çağırıyor,
Ben her geceyi seninle tamamlıyorum,
Bir dua gibi yükseliyor içimden adın,
Ve ben, bir kadının en sessiz hâliyle,
Sana en çok sustuklarımı söylüyorum.
Ey gönlümün gölgesi,
Sen ki, gelmediğin halde en çok kalan...
Yüzünü hiç görmedim belki ama,
Sesinin suretini ezberledim yıldızlardan.
Her susuşumda sen varsın,
Her yalnızlığımda seninle kalıyorum inadına.
Biliyor musun, bazen bir rüzgâr dokunur yanağıma,
Sanırım senin dokunuşundur,
Bir tebessüm konar dudağıma sonra,
Ve ben, seni özlemenin ne demek olduğunu
Bir gülüşle yeniden öğrenirim.
Seninle konuşmadığım günler,
Bir ömrü tamamlamaya yetiyor gibi.
Kalbimde adınla büyüyen bir boşluk var,
Ve ben o boşluğa binlerce hayal çizdim.
Kimi zaman bir şairin mısrasıyım sana,
Kimi zaman gözlerinde kaybolan bir çocuk...
Seninle bir ömrü konuşmak isterdim aslında,
Yağmuru, kitapları, kahveyi ve yokuşları...
Seni bir kere tutabilsem ellerinden,
Bir kere sığınabilsem sesine,
Yemin ederim:
Tüm rüzgârlar dinerdi içimde,
Ve ben, artık susmayı değil, yaşamayı seçerdim seninle.
Ey adı içime mühürlenmiş adam,
Seninle hayal kurmak bile bir ibadet gibi,
Kalbime düşüşün;
Bir secdede “amin”le kabul olmuş bir dilek gibi.
Ve bir gün gelirsen eğer…
Ne demeliyim sana, bilemiyorum,
Belki sadece şöyle fısıldarım:
"Hoş geldin... Ben hep buradaydım."
dilemma
Ankara, 2025
5.0
100% (2)