0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
413
Okunma
Yalnızlık, biraz keder biraz huzurdur
Kör görür, sağır duyar, âmânın dili çözülür
Yalnızlık bazen kahrı filizlendirir, bazen keyfini yerine getirir
Yalnızlık en hakiki dost, en sadık sevgilidir
Yalnızlık, asılsız gelir, zamansız belirir
Kimi zaman sert kaya gibi, kimi zaman cam gibi hemen kırılır
Yalnızlık sana seni tanıtır, keşfettirir içinde ki tanrıyı
Yalnızlık zulümdür çok düşündürür
Köle kadar esir olursun, kuş kadar özgür
Yalnızlık şifa niyetine alınır ama fazlası zehirletip çürütür
Yalnızlıktan korkup kaçarsan hiç olmadığın birine dönüşürsün
Bir kere kabullenirsen yalnızlığı benliğine döndürür
Yalnızlık derin bir okyanustur, daldıkça kaybolursun bulamazsın yolunu
Belki sonunu getirir belki de sonsuzluğu
Yalnızlık ilk merhaba kadar tatlı, elveda kadar acıdır
Kurtuluşa kadar sancılı
Kusursuz bir tarafı vardır
Anlayana kadar bitmez ıstırabın
Yalnızlık sondur, başlangıcın kapısı
Yalnızlık hicrandır, vuslatın anahtarı
Yalnızlık aydınlığı karşına çıkarana dek karanlıktır
Yalnızlık amansızdır, yüreğinde ki arat çoğalır
Çölde vaha kadar azdır
Yalnızlık elmas olana kadar kömürdür
Hamdır ama göz kamaştırıcı
Yalnızlık yaşaman için öldürür
Topraktır, mezardır ama doğa kadar güzel ve göz alıcı
Yalnızlık lanettir, kaplar her yanını
Kapatır bahtını, karartır alın yazını
Yalnızlık rehberdir, saf bilgiye ulaştırır
Çok uğraştırır, sağlar arşa kavuşmanı
Yalnızlık ne kadar merhametiyse bir o kadar acımasızdır
Ne kadar uluysa bir o kadar aşağılıktır
Velhasıl yalnızlık bir imtihandır
Geçemezsen şer, geçersen hayırdır
Yalnızlık nedir ki?
Doldurdu kalbinin her zerresine sevgiyi, cesareti
Özünle hasret giderdin
Ne duruyorsun, koş yarınlara, hayat bizim için
5.0
100% (2)