“Türkiye en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmaya devam ediyor. Eylül 2022 verileriyle ülkemizde “Geçici Koruma” statüsü altında 3 milyon 655 bin 157 Suriyeli var. Suriyelilerin yaklaşık 100 bini yasal oturma iznine sahip, bir diğer 100 bini ise vatandaşlık statüsü kazanmış durumda. Sınırlarımız dahilinde Irak, Afganistan, İran ve Somali gibi ülkelerden 368 bin 230 sığınmacı ve mülteci daha var. Ayrıca Rusya, Ukrayna, Almanya, İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerden oturma ve/veya çalışma iznine sahip 1.4 milyon yabancı uyruklu daha Türkiye’de yaşıyor. Bir diğer ifadeyle en az 5.5 milyon yabancıya ev sahipliği yapıyoruz.„(Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı sayın Necati Özkan’ın 26 eylül Pazartesi günki „5,5 MİLYON YABANCI“ adlı yazısının ilk bölümüden aynen alınmıştır.)
Türk Vatandaşı olmaya aday biri için;
„Millî güvenliğe ve kamu düzenine tehlikesi varmı?“
Diye bir soru gelir akıllara ilkin.
„Acaba sen tehlikelimisin?“
diye bir soruyuda
hiçbir Sığınmacı’ya sorulamıyacağını
gayet iyi bilirsin.
Türk Vatandaşı olmak isteyen bir insan;
„Barış ve huzurumuz açısından;
Acaba sıhhatli ve iyi ahlak sahibi,
ergin ve ayırt etme gücünde birimi?
Türk Kültür ve Tarihini biliyormu gerçekçe,
yeteri kadar konuşabiliyormu Türkçe?
Mesleği kendini ve ailesini geçindirebilecek kadarmı,
yoksa başka gizlediği yan bir geliri varmı?
Ve
hele-hele
bu vatandaşlığa başvuran insan
bu kararı verdiği ana kadar, yani 5 yıl boyu
kanunun ona gösterdiği yerdemi oturuyordu,
yoksa söylüyormu yalan?“
Tüm bu sorular
Anayasa ve Türk Kanunları’nda var.
Diyelim ki şu anda
84 milyonluk bir
vatanda
5,5 milyonu yabancılar!
„Aman efendim olsun, ne çıkar?“
Diye verilen bir cevap(*)
sorumsuzluğun ilk tohumudur ahbap!
Göz göre-göre,
sonunda bin pişman olunacağını bile-bile;
Yapılan, yapılacak olan bir hatanın,
gizlice hesaplanan çıkarların,
bölücü ve yıkcı uğraşların cevabıdır bu soru;
„Her isteyene
vatandaşlık hakkı vermelimi?“
Ey insan,
yeteki sen geç olmadan
„Hitler Almanyası Tarihi“ ni
hele-bir oku!
(*) SIĞINMACI (10) şiiri.