2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1059
Okunma
Oysa sen hep vardın bu şehirde.
Yokluğunu haber verse de yağmurlar
Sağanak, sağanak yağan sendin bu şehre.
Sen olmasan dönmezdi çiçekler yüzünü güneşe
Cemre düşmezdi toprağın rahmine.
Dünyanın çekirdeğine kadar inen
Kökleri olmazdı kavakların.
-sen hep vardın bu şehirde-
olmayan sadece gözlerindi üzerimde.
Bak görüyor musun
Güneş nasılda yıkıyor şehri
Kundak bebeğin nazikliği ile
Çok değil az bir zaman sonra
Açar çilek ağaçları
Yayılır odana, şekerin yakıcı kokusu
Ve anlarsın her aynaya baktığında
Sen hep vardın bu şehirde
-olmayan yüzümü okşayan ellerindi sadece-
Zaman yerde dönen topaç gibi
Olduğu yerde sabitlenmeden dönüyor
Yer, yer yüzünü bana döndürerek.
Hızla geçiyor yıllar, ve teslim ediyor kendini
Şubat’ın karamsar kollarına
Perdeler açıldı, oyuncular sahnede
İşte geldi 14 şubat
Görüyorsun değil mi sana yazılan oyunları
Ve seni benimsemeye çalışan figüranları
-sen hep vardın bu şehirde-
olmayan seni oynayacak bir aktristi sahnede
Kulaklarımda çınlıyor halâ çığlıkların
Bana ait olmayan tohumu salarken dışarı.
Ve halâ içimde sızlıyor,
Son telefonunda ağzından çıkan kelimelerin.
- yardım et gideceğim bu şehirden yoksa-
Oysa sen hep vardın bu şehirde
Olmayan benim şehirlerinde...
Leyl u Nehar