0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
341
Okunma
„Korkuyorlar Kiraz Ağacı’m()
korkuyorlar,
içlerinde kaybetmenin acı korkusu var.
Vurdum-duymaz, belkide kara-cahil,
ama üniversite okumuş modern erkekler dahil,
en aydınının, en demokratının içinde bile
güç ve hak kaybetme
zayıf olma telaşı var;
K-o-r-k-u d-a-ğ-l-a-r-ı y-ı-k-a-r-!
Doğada çiçekler çeşit-çeşit,
kokuları değişik,
herbirinin adı başka,
-yalnız armut mu ki meyva?-
herbiri ayrı tadda
vede başka renkte,
bence sorun ahenk ve eşitlikte!
Cinsiyet iki çeşitmiş,
-diyelim ki bu doğru-
yarımız diğerine eşmiş,
peki şimdi ne oldu?
Demekki kadın benim yarım,
üstelik beni tamamlayanım!
" Ayırmak olurmu
güzeli, eşiti ve doğruyu
birbirinden?"
dedim içimden.“
Yıl 2022 imiş
yada 3750‘ yi geçmiş,
„Yaşamak“ bu, ne çıkar?
Ama yaşamanında bilinçlisi var.
Bilen,
olacak olanın sonunu gören,
tedbir alır,
bilinçsiz olan ise güvencesiz kalır.
Ama ben burada
ne „Para“dan nede„Mülkiyet“ den bahsetiyorum bak!
Her üçüde uymalı demokrasi kuralına.
Birikimin de haklı ve haksızı vardır mutlak!
Kimi çalışıp-çabalıyor,
karın tokluğuna kalıyor,
kimi ise „Demokrasi“ adını kullanıyor
ve hak ettiğinin fazlasını alıyor…
Bunun adı ise güvence!
Hak etmediğin „Hırsızlıktır“ bence.
Eğer sen
Bilinçsizsen ve kendine güvenmezsen;
doğanın adil olduğunu sanırsın,
-tabiki aldanırsın-
Ara doğada eşini,
yani „dengi-dengine“ dediğini.
Bilki; Hiçbir şeyin aynısı yoktur doğada,
herkes-herşey farklı ve birbirinden bam-başka.
Mesela; İkisi aynı olan kutuplar birbirini iter,
eksi ve artı ise mıknatısta birbirini çeker,
Kutuplardan birinin artı olması yeterlidir.
Buna „eksi artının eksikliğiniliğini tamamlar“ denir
ve seninle dayanışanı bulman yeterlidir.
Çünki; Tamsa güzeldir ayna,
kırığı param-parça.
Nedenmi yazdım bunları sana Kiraz Ağacı’m?
Bak anlatayım;
“Seher yeli yar gözünden,
havadaki kuş izinden,
geceleyin gök yüzünden canım
güneş topla benim için.”
Türküsünün eşliğinde şimdi ben;
„Dört diyara haber ileterek,
sonunda zafere ulaşılacağımızı kesinlikle bilerek;
Leylak daireli çerçeveler içinden
gece-gündüz demeden
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!“ yazılı
erkek, kadın ve kızlı
dostlarimla güneş topluyorum sosyal medyada
karanlıkta!
Ama arkadaş sayım
500’ü aştı!
Yaptığımın „doğru-olup-olmadığını“
Şimdi düşünmeye başladım
Kiraz Ağacı’m.
Bilim adamlarından biri;
„Yürümek, dengeli bir düşüştür!“ demiş
vede eklemiş;
„Düşe-kalka yürüyerek
kurarız dengemizi“
İlkin yere yüz üstü dönerek,
karın üstü-yarım gövde doğrulmak,
sonra emeklemek dört-ayak,
kıç üstü düşsede yılmadan
yeniden ayağa kalkan insan,
bir yerlere tutunarak
yan-yan sıralayacak,
bıraksa bile kısa bir an ellerini,
düşse bile,
yılmadan yerinden kalkacak yine,
böylece öğrenecek bağımsızca yürümeyi.
Bende bu düşe-kalka
bağımsız olma yarışına
Sosyal Medyada arkadaş toplamaya başadım
Kiraz Ağacı’m.
„Kafa dengi arkadaş bulmak,
buldunmu onu korumak“
bilirim
zor bir meseledir.
Ama konu „İSTANBUL SÖZLEŞMESİ“ oldumu,
sorun hiçte öğle değil!
Çünki sanal olarak;
Zevkle kurulmuş bir sofraya kurulmak,
inan çok keyiflidir.
Yemek, şiir, fıkra, pasta, börek ziyafetine konuk olmak
emsalsiz bir şeydir!
Göz bebeklerinden mutluluk akan gençlik fotorafları,
kâh doğum, kâh ölüm, kâh anı kartları,
kedisi, kuşu, çiçeğiyle,
mezesi, rakısı ve unutulmuş bir şarkısı eşliğinde
ölesiye doymak,
gülesiye var olmak,
kâh düşünen-kâh kızan,
küfreden, karşı çıkan
yalnızlıkları ekranda paylaşmak,
kucak-bağır açarak, dosthane kollarla
sarılıp-kucaklaşmak…
Bu dost, bu akraba,
bu fıkra, bu hatıra,
bu sanal dünya, bu engin deniz
biziz!
Sana bu şiirim
soyut yani anlamsız gelecektir bilirim,
Günün birinde bil ki;
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Somut bir ispat olarak
„Geceliyin gökyüzünden günes toplayarak"
başarıya ulaşacaktır mutlak!
Büyük-küçük, akıllı-cahil, zengin-fakir,
yaşlı-genç ve kadın-erkek
gibi farklı olmaları bence önemli değildir!
Önemli olan insanın; Köklü bir ağaç olduğunu farkederek,
bu kökün dal, yaprak ve meyvaları olduğunu bilmesidir sanırım,
Kiraz Ağacı’m.
() Yana yatık/ içeri dizelerin ilki KİRAZ AĞACI (20) ve ikincisi ise KİRAZ AĞACI (17) şiirlerimden alıntıdır.
5.0
100% (1)