2
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
735
Okunma

...
Şu kısacık sermaye-i hayatta,
ne de uzun sevdim seni.
Bitmek tükenmek bilmeyen sızılar b’ulandı,
aşk namına eteklerime.
Evlat kokusunu aratmayan
süt ağrılı gecelerde,
Ervah-ı ezel’den k’alma
ebed bir hasret..
Tüm vakitlerin c’anını recm eyleyen
senli tümceler,
vedasında dahi
bin hoşgeldini s’aklayan gözlerin
selama dururdu,
her ay kesiği teheccütlerde..
Sen bilmezdin.
Gönüllü nöbetçisi mukaddesatının
kutsal bilinen tüm hatıralarını,
zülfikar bir kılıçla
koruyup
nasıl da kollardı, bu yürek..
Kabzasında yekpare adın.
Adın ki;
Tek sıkımlık mert bir kurşun.
Öyle asil,
öyle cihangir..
Eyy dil-i agâhım,
eyy nesim-i seherim,
eyy kubbe-t’ül arz’da yegâne virdim,
Eyy aşk bildiğim!!
Aşk ki;
tüm muharebelerin müsebbibi.
Aşk ki;
boynumu yoklayan azazil nefesi.
Aşk ki;
çift başlı şahmeran sireti.
Aşk ki;
merhametten yoksun bıçağın,
paslı iki yüzü.
Bilesin ki
sevk-i muhkem bir sabr ile,
Eyyub’un sofrasından kalkarken tüm doymuşluğumla,
boynuma ilmek ilmek dolanan
düğümdür işte,
Bu ahraz melâl..
Ben ki
celladına yalvaran bir çift göz,
tabureye vuracak o ayağa,
Öyle minnet
Öyle meyyal..
Sen ki
Bir elinde ab-ı hayat,
Bir elinde şule-i cevval.
Solumda kat-i hüküm,
o hüküm ki;
İki cihana
kördüğüm...
.
.
.
Ruhu Azade
5.0
100% (8)