1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
306
Okunma

ÖLÜRÜM KİM BİLİR
Ben
dün ölmüştüm
dünden önceki gün de
belki yarın da ölürüm kim bilir
tam da siz güne uyanırken
belki bir akşam vakti
belki gece sevişirken ölürüm kim bilir
kim bilir bir vakit
maskelerle perdelenmiş yüzlerinizi de görürüm
kiminiz arsız sırıtışlarla
kiminiz pişkin
kiminiz duyarsız
kiminiz mutluluğu oynayan üç maymun
çoğunuz yorgun
kiminiz vazgeçmişcesine yılgın kim bilir
ve ben
bir çocuk iniltisinde ölürüm kim bilir
ne yazık ki kimse duymuyor
herkes kör
herkes dilsiz
siz de duydunuz mu çocuk çığlığını
iyi ki uzun sürmedi
belki de tecavüz ediyordu şerefsizin biri kim bilir
tam da aklımdan geçirirken böylesi bir iğrençliği
sen
o
siz
onlar gülüyor
insanlık ölüyordu biliyor musunuz
bu yüzden işte ben
ama ben ölüyordum
tam da yalarken pirzola tutan parmaklarınızı
peçetelerle silerken kıç gibi botokslu dudaklarınızı
tatlıdan önce
çaydan hemen sonra
bir çocuğun düşünde ben ölüyordum
siz duymadınız
kar yağıyordu
şebnemler titrerken gözbebeklerimde
köprü altında yatan bir çocuğun
donarak öldüğünü yazıyordu gazetelerin
üçüncü sayfası
siz göremediniz
okumadan geçtiniz
ama ben kirli ruhlarınızı okuyor
satırlar dolusu ölüyordum
siz
evlerinizde atlet donla gezerken
ben
köprü altında yatan çocuklarla ölüyordum
doğrusu ölmeyi de beceremedim ya
ama
ne zaman ki kuşluk vakti sela okundu
"kimliği belirsiz
köprü altında donarak ölen çocuğun cenaze namazı
ikindi sonrası
kimsesizler mezarına defnedilecek" diye
işte o zaman
siz dilsiz
siz kör
siz sağırdınız
siz duymadınız
ama ben
gördüm
duydum
konuştum ve öldüm
tam da sizin
körlüğünüze
ahrazlığınıza
her gün
bin defa ölüyorum
çünkü onurlu ölüm güzeldir diyorum kim kilir!
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (2)