ey...
uykusuzluğun gözüne sürgün şiir
eşkıya kelimelerin hazin sesi
alnından vurulmuş saatlerin çırpınışı
ıslahat teşebbüsleri
başıboş
yapayalnız
bütün sokaklar
bütün meydanlar
rüzgarda yalpalayan erguvan çiçekleri

göğüste yaşayan tutkular ,istekler üzerine
tüm topraklarda paylaşım çatışmaları üzerine
bütün tezler ve devrimler üzerine
ekmek ve alın teri üzerine
sonra hürriyet üzerine yeminler olsun
yürürken omuz omuza
bir ölüp bin dirilenlere
gölgesi toprağa düşenlere

veda diye
ayrılıklara
bütün ıstıraplara
gözyaşlarına
ve tüm sukutlara
hareket ile isyan başlatılan yere
yıkılıp yakılan şehirlere
ant olsun

cehennem ortasında alev gibi
süngüler saplanmış hayallere
zindanlara atılmış
işgale uğramış
tahliye edilmiş
karakolları dağıtılmış
boynun en ince yerinden asılmış gecelere
sonra kapanmış dudaklara
kasemler olsun

şimdi hangi sazla çalınıp
hangi sesle söylenecek türküler
bir haziran sabahında
doğacak bütün çocukların üzerine
güneş
ne zaman sonra kanatlanacak eşsiz küheylan
bu sihirli köpükten
çok daha taze efsaneler
sır olup karışacak
kırklara
yedilere

bir çarşamba şafağı
üzeri dağınık bir masa
ve üstünde bir bardak su
bir dilim kızarmış ekmek
üç beş kara zeytin
ihtilalin tam krokisi
ayaklanmaya hazır hale gelmiş ordu
birde

köy yolları orman ve dağlar
sonra yeryüzünde görünen her şey
ağaç dallarının yaprakları
dağ dorukları
ve sonra deniz
kalpte ki sihir
içteki iksir
birde köroğlu
birde yiğitlik destanı
birde şair

bezirganlar, beyler, paşalar
yüreğin orta yerinde
yeni bir fisyon
yeni bir fecr-i kazıp çizgisi
yeni bir tan kızıllığı

elveda
gecenin isyanına bulanmış şiir
elveda bir iç isyanın gazabına uğramış şair

redfer