1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
424
Okunma

MÜMKÜN OLSAYDI
Çocukluk yıllarıma giderdim koşa koşa
Mazinin kapısından girmek mümkün olsaydı
Razıydım soğan ile katıksız yavan aşa
Anam ile babamı görmek mümkün olsaydı
Dağ taş bayır yürürdüm bir naylon çarık ile
Öf demeden yaşardım yıllarca çeksem çile
Anamın saçlarını tarayarak sevgiyle
Tahta şimşir tarakla örmek mümkün olsaydı
Kırmızı pabuçları ayağıma giyerdim
Sürme çiçekleriyle gözlerimi boyardım
Bayram harçlıklarımı mendilime koyardım
O eski bayramlara ermek mümkün olsaydı
Çelik çomak, körebe, saklambaç, yakan topu
Topaç, misket, birdirbir, seksek ve ayak ipi
Kapanmasaydı keşke maziye giden kapı
Zamanı gerilere sarmak mümkün olsaydı
Saçlarıma fiyonklu ak kurdele takardım
Babamı görmek için pencereden bakardım
Tütün kolonyasıyla burcu burcu kokardım
Dokuzlu yaşlarıma varmak mümkün olsaydı
Anamın kuruttuğu patlıcanı börtlerdim
Karpuz çekirdeğini bacım ile çitlerdim
Taşımak zor olsa da seve seve sırtlardım
Kalın yün döşekleri sermek mümkün olsaydı
Babamın şefkat ile açtığı kollarını
Öpebilseydim keşke anamın ellerini
Bahçemizde açılan peygamber güllerini
Ellerimle toplayıp dermek mümkün olsaydı
Nurgül’üm elli sene kuş olup uçuverdi
Hem anam hem de babam dünyadan göçüverdi
Ömür denilen zaman nasıl da geçiverdi
Saati çocukluğa kurmak mümkün olsaydı
Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ
5.0
100% (8)