Garam bir bıçağın derine saplanması gibidir
Çıkarırsan kan kaybıyla öldürür
Çıkarmazsan eğer amansız bir ağrıyla süründürür

Soyut yolculuğum sürer sonsuzluğa doğru
Uçsuz bucaksız düşüncelerle kaybolurken dar gelir bana samanyolu
Zaman olgusu çok yorucu
Kaderime musallat olan laneti ellerimle boğdum

Hayatı darağacında gör
Tüm özgürlük düşlerini özleminle göm
Her saniye gecenin körü, her yer çöl
Rüyalardan uyandın, kabuslarla öl
Realizm bize tek yön
Yüreğini parçalayacak birkaç söz
Göz kapaklarında yılların kahrı var ama artık aç ve yaşama dön

Makine başı maziye kaçış
Transa kitlenmiş beyninin kalemle ayini hakikate varış
Umulmaz bir anda hatıraların deşer aklını, işte sana salt acı
Sırtında taşıdığın sırlar tam anlamıyla yılgı
Kırgın adam yıkıntıda, karanlıkta ıssız
Anlatması yasaklanmış Vidar gibi sessiz ve yalnız

Hiç bir şey anlatılmamış
Sanki hiç bir şey yaşanmamış
Bunalıma katlanarak yüzünün her karesi yaşlanır
Kasvet basar hayatın her anını
Her gece yüreğe baskını, kundaklamaları durmadı
Denenmedik güzergah kalmadı, tuzakları pusudaydı
Kaçsak da, yüzleşsek de hiç bir sonuca ulaşılmadı
Gerçekler hiçliğe bırakıldı
Gezegende işitilmeyen hikayeler yazdım
Duyanlar kulaklarını kapadı
Susanlar konuşturulmadan yasaklandı
Burjuva hayallerine kirli eller bulaştı
Yarınları sarsacak arkada kalanların tufanı