0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1091
Okunma

it idim, itildim
kahve ağzıyla tekmeler yemekten
usanıp yoruldum da
acı hissetmem değildi önemli olan
her bir oturağın perdesi ayaklara
sarıldım bu sefer vurmayın diye
yine vurur korkusuyla yaklaşırken
sevdi beni bir el, beklemiyordum
gecenin bilmem kaçı, anlamam saatlerden
saatlere göre iş çevirenlerden
namı diğer insan müptezelinden
bir el sevdi beni, okşadı başımı,
ve annemden beri sevilmemiş yanağımı
ağlayasım geldi, it gibi utandım
az bir ara hırladım
dönüp arkama ürkek gözlerle
korkuttum mu diye onu bakındım
bir ses geldi, benim arkadaşlar
havlıyorlar yerli yersiz her gece
müsaadenizle ben de havlayacağım
size kısaca hikayemden bahsedip
daha fazla rahatsızlık vermeden
kumların arasına inip
sıcak bir taş arayacağım
malum sebeplerden yalnızlığı
siz, insanlara anlatmak güç gelse de
kendime sarılıp donduğum geceleri
rüyalarımda yediğim sayısız tekmeyi
kokusuna aşık olup kapısına gittiğim
çok geçmeden kovulurken yeniden
bir umut hüzünlü gözlerle bakıp
’neydi sahi o’, sizin lügatınızca müzeyyen
harflerle büyüyüp, genişleyen
kalp dediğiniz yer de yeşerip
dil dediğiniz nesne de beliren
ben, sizin kadar olmasa da bilirim
mesela en çok annemi özlerim
hayattan kalan diğer kardeşim gibi
ölenler için pek yas tuttuğum söylenemez
anne deyince ürperirim
annemi bir araba kazasında kaybettim
çocuktum, çok küçüktüm
her biriniz için sevimliydim de
ancak annemi geri getirmiyordu sevginiz
sizin o inanıp
üzerine nice dil döktüğünüz
sevgi, şeytanın bir dersiydi yalnızca
havlarız, hırlarız, korkutucu bile oluruz
fakat sizin kadar hiç olmadık
eğer Tanrı,
bir şans verip insan yapsaydı beni
aynı gün dönmek isterdim serseri itliğe
yine de sevildiğimi sanıp
beni okşayan ele saygı duyuyorum
benim kadar yalnızlığına,
itlik gibi olmasa da itilmiş yanına
konuşamıyorum belki ama anlarım
gözlerinizden anlarım üzülmelerinizi
sesinize yaslarım ürkek hırıltılarımı
çok yakındır uykuya dalmadan ağlamam
gideceğini biliyorum az sonra
o yüzden hiç zahmet etme,
önce ben gideyim
az havlayıp, arkadaşlara bi görüneyim
sizin dilinizce diyeyim anlarsın
’sevdim seni arkadaşım’
başka bedenlere ait de olsak
derdini az çok anlarım
elin dert görmesin
okşayıp sevdin o kadar
şimdi,
ben gelip yanına seveyim desem seni
buna rıza göstermezsin
o yüzden hiç uzatmadan
bektaşi selamını verip gideyim
ha, unutmadan
yalnızız diye acındırma kendini
sakın aldatıcı sözlere kaptırma sevgini
ellerini, gözlerini, dudaklarını
öpmeyecek kimseye verme kalbini
şimdi gidiyorsam
itliğime ver
gece bizim gibi olanların nasıl olsa
utanmadan havla, hırla
bağır bedenini taşlayan nesneyi
dünya onunla öğrenmedi dönmeyi
’sen’, dönüp dolaşıp bir gün yine
uğrarsan bu arkadaşının yanına
itliğine değil, adamlığına ağlayalım
sen it gibi ağla, ben de sen gibi
her şey burada başlamış
ve bitmiş gibi.
5.0
100% (3)