2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1566
Okunma
ELİF ‘ E
Uç vermişsin bir kere,
Kök salmışsın
İçmişsin bir kere , yıkandığın ab-u hayatı
Başın eğik , açmışsın gözlerini cennete mağrur mu mağrur
Kanmışsın doyasıya sevgisine güneşin,
Daha da çoşmuşsun…
Dokunmak istemişsin rüzgarın oynaştığı pamuk tarlasına
Boy atmışsın hiç hesapsız ,
Beslendiğin zenginliğin hakkını vermek için…
Sana ne dendiyse onu değil
Ne istediysen onu yapmışsın
Gün olmuş küsmüşsün rüzgara
Sana dokunup içini titretmediği için
Oysa ki hep bilmişsin ,yegane aşığın o ‘dur
Güneş sana hep yukardan bakmış
Ama , bilmişsin ki o’nun da en sevgili aşığı sensin
Ve diğer tüm aşıklarının arasından sıyrılıp o’na daha fazla bakmak için gölgeni sürmüşsün üzerlerine,
Yoksun kılmışsın sıcağından , ışığından ve şefkatinden
O anaç topaçın.
Tüm nebatata ettiğin zulüm bir yana
Acımışsın ya bir kere
Tüm heybetinle kucak açmışsın börtü böceğe, uçar göçere
Tohum olup ,
Döl olup düştüğün şu topraklarda birden fark etmişsin
Hatta senden önce ruhunu sarmış bu farkındalık
Ve tomurcuk tomurcuk açmışsın kendini bir o yana bir bu yana
Uzandıkça uzanmışsın bir sağına bir soluna
Sonra dönüp bir bakınmışsın etrafına
Ne de güzel bir dünya…
Çoğalmışsın
Renklerin çoğalmış
Artık nebatattan da dostlar edinmişsin
Birini o kadar sevmişsin ki
Sarıp sarmalamasına izin vermişsin her bir yanını
Farklı yönlere uzanan kollarınla daha bir çok solumuşsun havayı
Her nefes alışında hayranlığın gittikçe artmış
Bazen düşünmüşsün
-ki son zamanlarda en çok yaptığın şey olmuş ya düşünmek
aslında gün geçtikçe ifaden toy çocuktan ergene
ergenden de bir bilgeye yol almış
bu yüzden daha da çok düşünmüş ama bi o kadar az konuşmuş yüreğin
parçası olduğun
olmaktan çok
bunun doğruluğunu bildiğin
bilmekten çok
yüreğinin derinliklerinde hissettiğin bu ciddiyet neden?
Elbette hayran olurken böylesi bir güzelliğe
Bir yandan içine dönüp bakmak
Sorgulamak
Eli kolu bağlı görmek kendini
Gücünü hissetmek görünmeyenin
Şaşılacak bir şey mi ?
Şimdi dursun dünya
Bir dakikalığına
Çok değil
Bir dakika !
Bir ses versin
Kadim zamanların dingin türküsü
Ona eşlik etmekte çekinmesin rüzgar, salınsın yeni gelin gibi etrafında
Bulutlar ağlasın çoşkuyla
Çayırlar giyinsin bayramlıklarını al mı al
Limanlarda denizlerden haber bekleyen yar bekleyen kadınlar kaldırsınlar başlarını göğe
Kavalını üflesin yeni yetme çoban memo
Iscacık ekmek kokuları sarsın ovaları
Tavuklar daha bir güçlü eşelesin tezekleri
Dursun dünya bir dakikalığına
Kaderinden kaçan yavru ceylan gülsün bu kez
Boğum boğum kahkahasında can bulsun gamzeleri
Şairin dizeleri çınlasın ,
Yırtsın perdeleri
Bir ana ağlasın
Asker dönüşü hasreti dağlasın,
Kavursun yürekleri
Acımadan
Acıtmadan çalınsın fezaya feryadı figanı
Senin mutluluğun olsun,
Aidiyetini sunduğun şu dünya
senin mutluluğun olsun.
İbrahim Gümüş / İstanbul / 2006