2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
903
Okunma
Akşamın karanlık yüzü
aslında masumiyetini kaybetmiş dünyanın utancının simgesidir.
dünya günün bu yarısında
insanoğlunun günahlarına ev sahipliği yaptığı için
yüzünü hicap içinde güneşten çevirir,
çünkü;
ezelden beri aşık olduğu güneş
her zaman ak bir alınla salınır,
güzelliğiyle ve saflığıyla etrafında hayranlık uyandırır
ve
sanki hiçbir zaman kirlenmeyecek bir ilk öpücük gibi
evrenin merkezinde huzurla ve güvenle dururken
nurdan ve hayat kaynağı saf ışıktan başka hiçbir şeyi evinde barındırmaz.
Dünyanın bu aşkı karşılıksız değildir,
aralarındaki onca mesafeye rağmen
ezelden beri deli divane bir pervane olan bu
mavi gözlü
kavruk tenli genç aşığa ebediyen sadık kalacağına ant içmiş
ve
diğer hiçbir pervaneye
dünyaya bahşettiği hayat öpücüğünü kondurmamıştır.
Dünya
karanlıklık yüzünü göstermemek için
utanarak başını güneşten çevirir...
ama,
bilmez ki güneş her şeyin farkındadır.
Bir kere dönüp güneşin gözlerine baksa her şeyi anlayacaktır oysa …
gel gör ki dünya içine düştüğü karanlıktan utanarak
gözlerine bile bakamaz veda ederken.
Güneş mavi gözlü sevdiği
içine düştüğü yalnızlığa ve karanlığa daha fazla batmasın
ev sahipliği yaptığı canlılardan bir umut ışığı arayanlara yol göstersin diye
yakın dostu bilge ay ve onun öğrencilerinden ricada bulunur
işte bunun için
günahlardan bunalan ve umut arayan herkesin ışığı ay ve yıldızlardır.
Dünyanın
insanoğlu dışındaki tüm sakinlerinin
onun ev sahipliğinden ve adaletinden memnun olduklarını bildiği için
insanoğlunun tüm günahlarına ev sahipliği yapmasını görmezden gelir
ve bir ışık demeti ile ona dokunarak
uzaklardan aşkına seslenir …
içini titreten bu sesi her duyduğunda, dünya
kendini tutamaz ve
o kadim ışığa yüzünü döner
ve böylece
yeryüzünde tüm mahlukata ve nebatata
gün
’Merhaba ’
der.
ibrahim gümüş
03/04/2008 istanbul gezi