10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1870
Okunma

şimdi gidebilir mesela bir sinemaya
filmin bir yerinde ağlayabilirde durup dururken- utanmadan
ya/saklanmış tutkuların kasvetinde deli menzil
patlatabilirde bir mayını hiç dokunmadan
orda kalabilir yarısı
gece aymazında çığlıklar- serseri
kabuk değiştiren hayata tutunurken
sus sığınaklarında gece yılan pusatlarında- soyun geç
o’ da gelir belkide
mavi kucaklarında beşik kertmesi düşler
sırtında çuval, elinde azık, kolan sırtısında çocuk
diyarbakır’ı taşıyan kadın geçebilir kurbağalıdere’den
"ah bu annem hiç büyüyemeyecek" derken
kız ve çocuk da gülümseyebilir büyüyecekken
suya tırmanabilir umutlarındaki ılıklık
terden eriyorum sanırda ortancalar
sulak yurtlarından taşınabilir korku dağlarından
orda kal
geleceğini bilen vapur kalkış saatlerine erketede
martıların danslarında kurulanırken
salıncaklarında salınan güneş ta ötelerde
sunaklarında üşüyen düşleri beklerdir iskelede
susun
sessizlik emekliyor bu kentin arastalarında
sükuta dair aidiyetler dar sokaklarda kafiyesiz
film şeritlerinde a canım!
utancından bu koca kent ağlayabilir
ya da bir adam başını kuma gömebilir
ekmek ister gibi aşk da isteyebilir mesela
ve utancından
kırk iki numara ayakkabıların tabanlarında karıncalar- ezilebilir
koca bir kent/ düşün gülüm
en çok da sevdiğimiz sabahlarında ölebilir
de
bilindik aitliklerimizin sessiz sinemalarında
densiz orospular gibi mavi kahkahalar atan
yokluğunda oynabilir
kahretsin ki
evreni ve sevişmeyi sustalayıp iki bedende
ilk keşfeden benim- sende
gümüşi serenatlarda bu vakitlerde aşk- bekle
o’ da gelmekte...