1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1530
Okunma

Çoşkuyla çarpardı küçücük yürekçiğim
Kırlarında koşup oynadığımda.
Varsın diken batsın yalın ayaklarıma
Kabak başım güneşten kavrulsa da
İnce kollarım yeterdi bana;
Ayaz kış sabahlarında,kar kürüyüp odun kırmaya…
Nasıl özlediğimi bilemezsiniz
İçimde alev alev yılların özlemi var!
Zernabat suyuna hasrettir içim
Otlu peynirini özledim ana!
Açınca tümseklerde yaban gülleri
Ben yine türküler söylerim sana..
Kedinin gözleri mavi ve sarı
Gölünde oynaşır inci kefali
Erek dağı Süphan ile söyleşir
Bakıp yükseklerden verir selamı..
Urartu’nun Tuşba kalesi sessiz
Tarihin içinden alıp getirmiş bin iz!
Hele bir erisin Erek dağının karları
Tozları savrulsun toprak yolların
Sağ olursam, baharda geleceğim
Baş koyacağım eşiğine bizim küçük hanenin..
5.0
100% (2)