sevmek için piç bırakılmış
gönül çırpıntısı
duvara sıvanan sıra sıra gölgeleri
akşamın kör kuyusuna bıraktı gitti birileri



esaret mukadderdi de
dökülsem şimdi
iki yanımdan akıp gidecek bozkırlar
alevlerde emekleyecek adımlar
bağrımı göz göz deşen ayrılışlar..


tarçın kokulu kadınları
taş kesilmiş adamlar
yalandan sevmişler
yalanı sevmişler..


sırçalaşmış aşkın
tahammülü var mıdır?
sessiz kalan nefeslerden anladım
bu yol kuytu




gümüş aynalarda
masum dökülen hıçkırıklar
selam sabah arıyor.

nemli gözler
içimde ayna gibi parlıyor

dağım
dağımdan kopmuş
güneş tepeme çıkmış
kurşuni siyah saçlar
boynuma dolansaymış

içimde heyecanlar
ufukta fil/dişi
ihtiraslar

allakbullak ay ışığında
hayalle gerçek
senle ben kadar
ılık bir yaz gecesini anımsatsaymış





halden anlayanları
benliğimde uyuttum
mermerlerden oyulmuş sevgili
niyetiyle..