zerdüştşiirde yatan mahkumların; ayak seslerini, duya biliyor musunuz?... tanrının öldüğü güneşden, külün ateşi kundakladığı, kızıl gölün kıyısına, bedenimin; ruhumu kutsadığı sesin sahibi zerdüşt’ e gidiyorum... - anne; beni, bir kez daha doğur, gölgemi rahminde unuttum, bak, dilim hep karanlık mavi... bir zamanı olmalı, çekdiği; çilenin hesabını vermeli, daha kaç heceye bölünecek, kaç lisandasın zerdüşt, bırak insan olmayı, yaşa şiirde kalan zamanı, öldü dediğin tanrıya, ancak azrail kadar uzaksın, sadece bu gece sabaha dek; sana akacak, gümüş kadehde ki altın rengi şarap, gün doğumu; benim kadar, sen de yoksun, --- diye ; söylenip, çekip ruhuna yol aldı, sayfalarda ki zerdüşt.. krn # sis ve gizem |
Tebrik ederim...