1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
994
Okunma
AĞLAMA TAŞI
Günlerden bir gündü
Her zamanki gibi
Bir sonbahar günüydü…
Dökülüyordu birer birer
Rüzgâr estikçe kuruyan yaprakları
Ağaçların
Belli ki kış gelecekti ardından
Bu sertleşen havaların
Bir kamyon geldi bir gün
Üzerinde eşyalarıyla bir memurun
Dediler ertesi gün Ali Bey tayin olmuş Orhaneli’ye
Kiralık ev bulmada çekmişti zorluk
Bir İşletme’ye gitmiş, bir Çaydere’ye
Can sıkıntısından
Bir Pazarpınarı’na gitmiş, bir Maslak Tepesi’ne
Bir Mektep Bayırı’na çıkmış
Sonra da Kapanca Tepesi’ne
Yanıma geldi, bunalmıştı
Ağlıyordu…
Yarabbi neydi suçum dedi
Beni buraya gönderdin
Çıktı üzerime, koydu ellerini şakaklarına
Ben ne yaparım burada, nasıl yaşarım
Yolu yok, doktoru yok
İki saat çeker Bursa’ya, yolları uçurumlu
Doğru dürüst arabası yok…
Yokları çoktu O’nun için Orhaneli’nin
Ve ağladı, ağladı, ağladı…
Sildi kenarı işlemeli mendiline gözyaşlarını
Zaman uzun süre böyle geçti Orhaneli’ de
Geldi yanıma bazen ağladı
Bazen konuşmadan durdu uzunca
Tebessüm etti bazen
Ama
Sonraları hep güldü, güldü
Aradan milyonlarca saniye, binlerce dakika
Yüzlerce günler geçmişti ki
Bir haber duyuldu Orhaneli’ de
Ali Bey’in tayini çıkmış
Ayrılacakmış Orhaneli’ den
Duyuldu tayin haberi
Kapanca’da, Mektep Bayırı’nda
Yanıma geldi yine
Hüzünlüydü, efkarlı ve düşünceliydi bu defa
Kor düştü içime dedi, kor
Gitmek istemiyorum Orhaneli’ den
Olsun hastanesi, doktoru yoktu ama
Fark etmezdi
Eczanesi yoktu, yolu yoktu ama önemli değildi
Bursa’ya çok uzaktı, yolları uçurumluydu
Kışın bazen kapanıyordu kardan yolları
Ama olsun yine de her şey güzeldi
İstemiyorum buradan gitmek istemiyorum
Çok şeyi yoktu ama
İnsanları var, dostlukları var, candan kalpleri var
Sen varsın dedi ey AĞLAMA TAŞI sen..
Kurban olam toprağına, taşına
Kurban olam yazına, kışına
Soğuğuna, sıcağına kurban olam dedi
Gitmek istemiyorum buradan
Biliyor musun dedi, yarın kamyon gelecek
Eşyalarım yüklenecek
Zor olacak ayrılık zor…
İşletme’ye gitmiş sonra can sıkıntısından
Ardından Mektep Bayırı’na çıkmış
Sonra yine Kapanca’ ya
Benim yanıma..
Yine çıktı üzerime
Baktı hüzün dolu gözlerle Orhaneli’ ye son kez
Akıttı gözyaşlarını üzerime
Ey taş dedi
Senin adın olsun AĞLAMA TAŞI
Orhaneli’ ye bir gelen ağlasın bir de giden
Sildi göz yaşlarını kenarı işlemeli mendiline
Bırakıverdi yanı başıma
Sende kalsın, hatıram olsun dedi
Sen…Sen bile bana dost oldun
Ne granitsin sen, ne mermer, ne de kaya
Sen taşsın, AĞLAMA TAŞI
Ağlatırsın insanı bir geldiğinde, bir de gittiğinde…
O gün bu gün bir darb-ı mesel yankılanır Orhaneli’ de
Bir gelen ağlarmış Orhaneli’ ye
Bir de giden
Sen’din bir zamanlar
Orhaneli’ ye geleni
Kucaklayan, karşılayan
Sen’din bir zamanlar Orhaneli’ ye
Gelene de, gidene de dost
Ey AĞLAMA TAŞI
Sen’din
Sen…
Faruk ANBARCIOĞLU
NOT: Bu şiir 1950 yılında güzel ilçemiz Orhaneli’ye tayini çıkan bir kamu görevlisinin yaşadıklarını ve duygularını anlatmaktadır… Tapu Kadastro Müdürlüğünde görev yapan memurun ismini saklı tutarak Ali Bey ismi ile sembolize ettim....F.A.
5.0
100% (3)