3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
792
Okunma
Bir çoğumuzun ders alması gerektiği bir hikayeyi şiirsel bir hale getirmeye gayret ettim..
KÖPRÜLER YAPMAK
Birbirini çok seven iki kardeştiler
Ana baba yokluğunda
Direndiler tüm zorluklara
Verdiler yıllarca omuz omuza
Beraber yendiler tüm güçlükleri
Ayrı gitmezdi yedikleri içtikleri
Bölüşürlerdi her şeylerini
Ekerler biçerler
Paylaşırlardı kardeşçe
Topraktan aldıkları bütün ürünleri
Bereketi boldu ürünlerinin
Kıtlık çekmez darda kalmazlardı
Tek yürek oldukça bilekleri
Evlerine çekilirdi herkes akşam olunca
Büyük mutluluklar içinde
Yastığa başlarını koyar
Varırlardı huzur içinde derin uykulara
Hayran bıraktı yıllar yılı tüm komşuları
Bu iki kardeşin örnek tavırları
Dilden dile yayıldı güzellikleri
Ne zaman ki dara düşse komşuları
Hemen yardımlarına koşarlardı
Gel zaman git zaman
Onların da aralarına
Girdi bir gün sinsi
Hain bir plan
Ne yapsalar artık olmuyor
Kardeşlikleri huzur bulmuyor
Dolu almıyor
Boş dolmuyordu
Artık beraber yaşamak
Ortak çalışıp üretmek
Her şeyden çok daha zordu
Söz kar etmiyor
Susmak yetmiyor
Anlaşmak için artık kelimeler yoktu
Komşular da çok uğraştı
Ancak bir türlü orta bir yol yoktu
Acı bir hüzün çöktü gönüllere
Sonra hanelere
Ardından bütün beldeye
Sustu iki can kardeş birbirine
Sustu tüm belde
Kuzuların neşesi
Koyunların melemesi
Bitti kuşların da ötmesi
Dindi ineklerin ve de koyunların sütü
Tarifi imkansız bir acı inmişti ovaya
Baktılar ki olmuyor
İkiye bölündü bağlar bahçeler
Ahırlardaki hayvanlar
Kazma kürek ne varsa
Saydılar döktüler
Böldüler tam ortadan ikiye
Bu da yetmezmiş gibi
Küçük kardeş iki çiftlik arasına
Yaptırdı uzunca bir kanal ki
Devasa mı devasa
Sanki hırçın denizler akacaktı
Kabaran okyanuslar misali
İki kardeşin de yüreğinde derin bir hüzün
Tarlalarda boy vermeyen verimsiz ürün
Hayvanlar çayırlarda otlamaz oldu
Ağaç dallarında çiçekler bir bir soldu
Ne nisan yağmurları ne sonbahar yağmurları
Çoraklaştı verimli toprakları
Un ufak oldu küçüldü gitti ulu dağları
Bereket yok söz yok hasat yok
Sızı çok ızdırap çok hüzün çok
Yıllar yılları kovaladı
Suskun yıllar yürekleri dağladı
Bir gün bir usta çıka geldi
Büyük kardeşin kapısına
Elimden gelir her türlü ustalık ağam
Ne varsa yapılacak yeter ki göster
Büyük kardeş götürdü ustayı
Ahırın arkasına
İşte şu kalaslar, şu odunlar ve de demirler
Kazma kürek ve keser burada
Testere tokmak çekiç ve çiviler
Bana yüksekçe bir tahta duvar inşa ediver
Öyle bir duvar yükselt ki
Bu çiftlikten ta karşı çiftliğe
Görmeyeyim artık kardeşimin hiçbir şeyini
Yeter yüreğimin bu kadar ezildiği
Ben kasabaya gidiyorum
Dönünce kasabadan
Tahtadan duvarı görmek istiyorum
Tamam der usta anladım işi siz merak etmeyin
İstediğinizi yaparım onu siz dert etmeyin
Usta işe koyulur bütün gün çalışır çabalar
Sonunda harika bir eser ortaya koyar
Büyük kardeş gelir kasabadan bir de ne görsün
Gördüğüne inanmaz ağzı açık kalır
Ben ne derim ey usta sen ne edersin
Kardeşimin yaptırdığı kanalın üzerinde nedir bu köprü
Ben sana köprü mü yap demiştim giderken sabahleyin
Bir ayağı benim bir ayağı onun topraklarında
Bu nasıl iştir sen ne yaparsın ey usta
Susar usta sonsuz ufuklarda gözleri mutlu
Bir bildiği vardır belli ki hayra alamettir suskunluğu
Düşman iki çiftlik bir köprüyle birbirine bağlanmış
Azapla geçen yıllar artık sonlanmış
Büyük kardeş bakar ki gelmektedir
Küçük kardeşi diğer uçtan
Açmış kollarını sevinçten haykırmaktadır
Af eyle beni ağabey ben büyük hata yaptım
Aramıza uçurumlar kanallar yaptım
Sen bana gelmek için demek bir köprü yaptırdın
Sen ne yüce gönüllüsün ağabey
Benim bütün kusurlarımı örttün
Kardeşlik nedir bana öğrettin
Bundan gayrı boynum sana kıldan incedir
Bunca yıl ayrılık yüreklerimizi incitir
Ne sen incinesin ağabey ne gönlün incinsin
Gözümün nurusun
Artık bundan böyle başımın tacısın
Sarılır büyük kardeş boynuna kardeşinin
Öper koklar içine çeker kardeş kokusunu
Bırakmam seni der bir daha bırakmam
Ey anamın kınalı kuzusu
Hey usta der büyük kardeş
Ellerine sağlık sen ne güzel bir köprü yaptın
Hanelerimizi de ruhlarımızı da aydınlattın
Bizi tekrar birbirimize bağladın
Bir kaç zaman daha kal bizimle
Daha yapılacak çok işlerimiz var seninle
Toplamıştır çantasını usta çoktan
Bir tebessüm yayılır nurdan yüzüne
Kalamam ağalarım artık ayrılık vaktidir
Yapmam gereken
Daha o kadar çok köprüler var ki
Her biri beni beklemektedir
Daha nice yaralı gönüller var ki
Böyle köprüler beklemektedir
Sizler Allaha emanet olun ağalarım
Bir daha asla köprüleri yıkmayın
Haydi şimdi hoşça kalın
Sonsuza kadar bundan böyle
Her daim kardeşçe yaşayın..
Faruk ANBARCIOĞLU
5.0
100% (2)