1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
552
Okunma
Aşı demek;
Mikroba karşı tedbir almaktır.
Dışarıda ürerken meret,
bu mikrobun zayıfını bulmaktır.
-alınmasın kimse, zayıf yada mikrop deyince-
Çünki bu cüce
Kan yoluyla kuvvetliyi kovacaktır
ve vucudun beyi olacaktır.
Girdimi bir kere vucuda bu zehir,
vucut zanneder ki hastalık var,
gece-gündüz çalışır har-har,
karşıt güç üretir,
buna da bağışıklık yada direnç denir.
Aşı mikrop olmaya mikroptur ama,
bunun Makrop’u (yani daniskası) yatmış pusuya
ve 50 yıldır,
bir Cemaat yapmış harıl-harıl.
Nasıl olduysa-olmuş,
-aşı eniştesinden duymuş-
keşfetmiş kaynağını,
makrobu bulup-temizlemiş;
“ Gün benim günüm!” demiş,
başlamış yemeğe vurgunun kaymağını.
Bir beladan
bağışıklık kazanan kan,
farkedivermiş hemen bunu,
kurtarmak için vucudu,
and içmiş, karşı direnç göstermiş
bir daha uyumamaya.
Böylece zayıf aşı başlamış dahada zayıflamaya;
“Allah kısmet ederse bir kulun işini,()
mermere geçirir dişini.
İstemezse
muhallebi yerken kırar dişini!”
Diyen yolcu yoluna devam etmiş
ve şiirde böylece bitmiş.
() Sayın Cumhurbaşkanı’nın TBMM Grubunda 02.04.2018 tarihinde söylediğ bu sözü; Sayın Ahmet Tan’ın 19.07.2020 günki Cumhuriyet Gazetesi „REİZ’İN İŞİ, DİŞİ, GİDİŞİ“ köşe yazısından edindim. Giden birine yazılan "EY YOLCU" serisinin; Sayın Necmettin Halil Doğan’a ait olan "DUR YOLCU"(=asıl adıyla BİR YOLCUYA) şiiri ile uzaktan-yakından hiçbir ilişlisi yoktur. Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm.