3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
594
Okunma

Misakı-Milli caddesi
Kadıköy
( barlar sokağı )
Ve akşam olmuştur yine Kadıköy’de
Kepenkler kapanırken
Renkli ışıkları birer birer
Yanmaya başlar mekanların
Günün nafakası olan, üç/beş kuruş
Her esnafın cebindedir
Lakin
Bir zafiyet vardır bazı nefislerde
Eğlenmek güzelde
O eski İstanbul meyhaneleri nerde
Şimdi loş ışıklar altında içilir rakılar
Her ışığın altında ayrı bir tuzak
Hem keyiften hem de sohbetten uzak
...
Kirli bir sakaldır artık kabadayılık
Mazide kalmıştır, o kaytan bıyık
...
Yüreğinde yoktur "gavat"ın tırnak çakısı
Bi bok zannettirir , ruhsatsız tabancası
...
Kurulmuştur masa, mezeler çeşit çeşit
Adamlık zaten yok (!) karaktersizlik eşit
...
Bir geyik muhabbeti, yüreklerde vesvese
Söylenecek çok şey var da, hadi neyse
...
Bir kahkaha duyulur camlı kapı önünde
"Hoşgeldin" der pezevenk, gecenin fahişesine
...
Gözler süzer kadını, alkol ise bahane
Bilinmez kadının içindeki, nasıl bir Anne
...
Ne fark eder yırtmaç, veya mini bir etek
İçin kan ağlarken, kolay mı öyle gülmek
...
Gülmek zorunda kadın, öyle yeniyor ekmek
Kolay değildir (!) bilir, bu hayata direnmek
...
Bir el uzanır saçlarına, içinden gelir kesmek
Şerefsizler bilir mi, kadın ve anne ne demek
...
Her masada raconlar, çakma asıp/kesmeler
Sorsan kusursuz dürzü, adamlıktan bi-haber
...
Ve bir kadeh devrilir, gerilir birden ortam
Bilmiyorsan içmeyi, çek git evine be adam
...
Zor gelir bu kelime ses tonları yükselir
Ruhsatsız tabancalar, hemen cesaret verir
...
Kahretsin (!) der kadın,öküz çıktı bunlar da
Adam gibi birine, denk gelmedik bu bar’da
...
Masalar darmadağın, sıkılmıştır yumruklar
Küfürler edilirken, birden bir silah patlar
...
Ah (! ) der, vuruldum ulan, kesik kesik nefesi
Geceyi bitirmiştir, gündüz bir selâ sesi
İbrahim Önüç
5.0
100% (6)