3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
542
Okunma

Güneş bu kadar mı yakışır göğe
Ve yağmur hakeza yeryüzüne
Yıldızlar simli nakış gibi serpilmişler geceye
İbret i Alem der hamd ederim
Milyarlarca mucizeye
Düşünüpte şöyle dalınca âtiye
Hayretler içinde kalıveriyorum
Kimi doru atını, eşini, dostunu gardaşını
Kimi ise evini barkını, saray gibi yatını
Boşunadır tüm ayak diremeler, sallanır eller
Bir top bezdir götürdüğü, isyandadır diller
Almıyor hafsalam dönüyorum şaşkına
Tefekkür ediyorum, soruyorum size de Allah aşkına
Değirmen misali, bir doluyor bir boşalıyor ya şu alem
Aklım ermiyor işte, diyorum ki Allahu Alem
Bunca insan doğarken, bir o kadarı ise ölüveriyor
Sanki bir bardaktan diğerine doluveriyor
Nereye gidiyor bunca insan diye, sorgularken kendimi
Adeta pusulası şaşıyor, yıkasım geliyor akıl bendimi
Ulu bir ağaçsa diyorum, dünya misal olarak
Bizler ise her gün dökülen yaprak
Nasıl bir bağırdır ki düşünün şu kara toprak
Ana kucağı gibi uyututur bizi, asırlarca bağrında saklayarak
Uyunur mu uyunmaz elbet, ama tüm bunları hak ettik
Bile bile bu ömrü Allahım, nasıl da beyhude tükettik
Utanmadan geldik dergahına, yüzsüz yüzümüze gererek perde
İstersen kuş tüyü döşek olur, ol de oluversin Yarab, nasıl uyunur kara yerde
Geldik huzuruna,hiç düşünmeden günahlarımıza günah katarak
Naıl yatarız demedik, yılan çıyan aynı yerde tenimize taşlar batarak
Gaffar’sın Rahim’sin affet bizi, bırakma bizleri kara yerde
Yarabbi sen Mukdedirsin, Kadir’sin derman olursun en onulmaz derde
Affet Yarab nedamet ile, umut ile açtık sana ellerimizi
Sen bağışla, ettik sana emanet, ruhlarımız ile bedenlerimizi
5.0
100% (2)