0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
940
Okunma
Eskilere hürmet edebilmektir yaşam
Bazen bir kar tanesini avuçlarına alıp
Süzülü bir çaya bırakarak
Hoş geldin ey matem diyebilmektir...
Sokak lambasının altında
Aristokrat bir beyin yakabilmek
Farklılıklara gözlüksüz
Ruhlara tılsımsız
Girebilmektir...
Önce kendin olmayı düşün biraz
Zaman senden her şeyi alıyor az az...
Çünkü sen okunurken hayatın melodisinde
Kimse seni sen olduğun için hissetmiyor
Kendi kalbinden atıyor herkesin ritmi
Unutma başkasının kalbi için atarsan
Adı aşk oluyor...
Dünya sen durduğun için sana inat
Sen hızlandıkça yine inat hızlanır ve durur
Çoğul farklılık çağında
Bireysel hisler günah idi !
Şimdi birey fikir çağında
Çoğul hareketler cehalet sayılıyor
Kime göre neye göre ?
Çok fikir istersen
Bir bozkır köyünde
Yaşlı bir ak sakallı dedenin
Takkesinin altındaki cüzdanda
Kaç dirhem var bir sor
Sana çınar dolusu hikmet çıkarır
Öyle ya sadece fikir için kuşlar uçardı bir zaman
Muştulardı Asya ve Maçin diyarına
Son hikmetleri
Düşünmek erdemdi
Başkaları için düşünmek onur
İlahi düsturda tüm insanlar için
Yanarken düşünmek tasavvuf
Bencillik etmeden bir çekirdek verirsen
Dünyanın ruh dişlerine
Sana erdemi öğütür
İkiz olan kardeşine
Beyaz güvercinle
Gönderir...
Neyi paylaşamadı insan ?
Su bir tas aş bir lokma
Kavga som kahve fincanında
Kadifeden aynalarda
Yoksa başak kokan avuçlarda
Kavga nola kim ?
Yunus gibi elleri nasır olan
Rençber çocukları bile
Sırat-i Mustakimden ayrılmadı
Hep somun ekmek taşıdılar ocaklarına
Ol sebeptir şükür ile pişen aşlarına
Nimet damlar
Kara gecenin yıldızları vardır
Düşlerinde kül ile yıkanık döşekler
İbriklerinde gül kokusu
Tesbihlerinde bahar
VE son söz yazar
Edep Ya Hû
Mahfilden düşerek dizim dizim
Sanki ruhuma geçti ruh ikizim
Sevmeden olur mu azizim ?
İlla edep yine edep
5.0
100% (1)