1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
598
Okunma
2015 yılında Haydarpaşa Garı’nın otel olması tehlikesine karşı yazdığım 10 adet çok uzun HAYDARPAŞA GAR OTELİ şiirkayelerinden; Ben, Rüya, Hülya, Hayal, Yaşam, Gülhane Parkı, 117 Numaralı Oda, Çocukça, Beyin, Dağduman, Duman Nazım ile Martı, Nazım ıle Heykel, Nazım ile Şair" adlıkısa şiirler yazmıştım. Güncel olarak Haydarpaşa Garı’nın ek binaları, eski alanları, atıl depoları yeniden tehlike altına girdiğinden, bu tarihi mirasa sahip çıkmak amacıyla, "bu dava sona erene kadar1 şiir yazmaya devam edeceğım.
Uyku,
içine daldığım sinema kutusu.
Rüya,
kafatasımdaki kurgu.
Hülya,
kaçırılmışlardan bir olgu.
Hayal,
beynimdeki bir meyal.
Ben
"Karanlık" denilen
yorgan altında,
gözlerim kapalı yada açık
bu sinamada
kendimin tek seyircisiyim artk.
Uykuda muhteşem cüssesiyle
beni selamladı sevgiyle
Selimiye Kışlası,
taş duvarlı Haydarpaşa Lisesi’nin dudak uçları
kulaklarına değdi;
Dalgakıranı, martıları. büfe ve iskelesi
ile tarihi Haydarpaşa Garı
-şimdinin tek ve yeni-
İstanbul Haydarpaşa Kültür ve Sanayi (İHKÜS) Fuarı
bilsen ne kadar sevindi.
Nazım yanıbaşımda
kelime, hece, cümle ve mısralarıyla
ayak-ayak;
"Memleketimden İnsan Manzaraları" nı mırıldanarak
çıkacak merdivenleri.
Merdivenler sıcak,
Merdivenler lastik, elastik, yaylı ve yumuşak.
Merdivenlerde heybe, sepet, torba, çanta ve çıkın.
Merdivenler yorgun, üzgün, küskün ve bıkkın.
Merdivenler ana, kız, er, yaşlı, çocuk dolu.
Merdivenler neşeli, dingin, mutlu.
Merdivenler umutlu.
Kabadayı kapıdan girdim içeri,
sevincinden tepindi büyük salon zemini,
kulaklarımda hatıraların hıçkırıklarını duyıuyorum,
yerçekimsiz havayı soluyorum,
anılara bulanı uçuyorum,
kayıyor resimler gözlerimin önünde
kare-kare.()
Kapı ardı;
Geniş bir salon, yüksek bir tavan,
kalın ve mağrur duvarlar.
Dal vermiş tavanın kamburuna
kol-kemer-asma boyunduruğuyla
vurmuş sırtına
Osmanlı’yı çağırıyor
surlu-yuvar,
kenarlarıo dantel işlemeli
çini bezeni devasa sütunlar.
Dibine çökmüş biri,
diğeri satıyor simidi çay-terazi,
kanepeler yoırgun, tahta döşemeler endamlı,
duvarlarda Kütahya-Çini.
Vitraylı pencereye gömülü
yuvar saat seyrediyor zamanı;
Gerçekmi, düşmü
yoksa rüyadayım ondanmı?
Arka Avluda;
Güneşi gölgelemiş
kasketi uzun bir peron damı,
kestiriyor.
Tozlu-yosunlu camlı
yorgun saatin akrep ve yelkovanı
takılı kalmış dünü gösteriyor.,
Yolunu mu şaşırmış martı,
yoksa yanlızlıktan güvercinlere eşlikmi ediyor?
Belkide oda bekliyor benim gibi;
Nar kırmızı şapkalı, ceketi Sümerbank-mavi,
hareket memuruynun üfleyeceği düdüğü,
göstereceği
yeşil gözlü
raketi.
İki Peron arası;
Ray yerine sele-serpe duruyor
çiçeklerden bir halı,
yeşil sinmiş burcu-burcu kokuyor.
Ağaçlarda bal kovanı,
kuş, arı, karınca, böcek, kelebek...
Neşeli insanlar öbek-öbek
paylaşıyor zamanı.
Peron ardı, arkada;
Haydarpaşa çayırında
eski-atıl depo önü boş alanda
vuruluyor; "Haydaaaaaaa!"
Donu pazu dolu
Edirne pehlivanları;
Yağlı tulumları deri,
nasırlı-yağız elleri
kayıyor kucaklaşıyor,
diz üstünde şaklıyor
davul-zurna sesleri.
Hangarlara giden yolda;
Küllahı yassı
Mehter Takımı
işlemeli gömleği,
uzun cüppesiyle
ve köz-tiz sesiyle;
"Ceddin Deden" Marşını çalıyor;
"Neslin Baban" terranesiyle
zil vurup-tokmaklatarak,
iki ileri-bir geri,
arada bir yan dönüp durarak;
"Türk Milleti,
hep kahraman!"
diye arşınlıyor yeri.
,,
Uyandım,
kendimi o günlerde sandım.;
Her yıl güzel yurdumun bir şehri
verecek bu fuara adını,
kültür-gelenek-sanayi’si
ile zenginleştirecek bu diyarı!
Her iki yılda
Milli ve Yöresel
vede her dört yılda Evrensel...
Hayal kurmak ne güzel!
Hey er doğanım!
sözü doğru er kalanım,
fuarsız şehre yâr olanım,
al sana
güzel İstanbul’a
Haydarpaşa kültür ve Sanayi fuarım!
(*) HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ (1) den. İHKÜS adı; İstanbul Haydarpaşa Kültür ve Sanayi elimelerinin baş harflerinden oluşmuştur.
() İnternetten 3D görüntülü ve hareketli "Haydarpaşa Garı Vıdeosu" nu mutlaka izleyiniz.
5.0
100% (1)