14
Yorum
63
Beğeni
5,0
Puan
1858
Okunma


Senden önce
Çiçekler kopardı kalbimi
Bir bahar, bir akşam, bir ayaz
Saçlarım ağardı düşümdeki acıda
Saçlarım saçlarına ağardı
Ellerim vardı sonra kendimi uyandırmak için
Senin kör kuyundan
Senden önce
Uyandırdı beni gülsüz eller
Uykusuz nağmeler kabuğunu soydu yaramın
Bir asır, bir yalnızlık, bir ayrılık.
Bir kitapta bulmuştum kaybolmuşluğumu
Eski bir kitapta seni anlatan boyuna
Bitmek bilmez bir vakit
Sessizlik kopardı sesini azlığımdan
Bir vakit, bir uzaklık, bir ağlak bulut
Seni unutmak için geceden
Gözlerime boğulmalar doldurdum gözyaşından
Senden önceydi bütün suları suçlamak
Bir yangın, bir rüzgar, bir kısır döngü.
Ölüme varmak için diri duruyorum bu oyunda
Mecburen taşıyorum kendimi ve kalan hiçliği
Unutmak diye bir savaşın ortasında
Kalbi kırık bir mektup bekliyorum
Bir şiir, bir şarkı, bir dua
Kavuşmak dedikleri o resmi asıyorum
Bu acının en kalabalık köşesine
Dokunmak yasaklı bir dil gibi
Bu yüzden siyahın adını karanlık koydum
Bir kör, bir mum, bir gölge.
Ahım mahım yok sana
Unutulmanın eşiğindeyim
Kapalı kapılarla anlaşabiliyorum artık
Ve çiçeksiz baharlarla
Senden önce gelip bildi beni, biledi sonra
Yağmurun en delisi bir çırpıda
Hiçbir şeyim yok şimdi
Bir çöl, bir öl, bir son
Sipsivriyim, sevgisiz
Ağzım burnum bir kavga içinde
Kanıyorum geçmişin alengir kokusuna
Bir asır, bir yalnızlık, bir ayrılık.
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (31)