4
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1058
Okunma
Hay ağzına sağlık,
ne gerek vardı bu kadar tantanaya
meğer bahsini ettiğim ihtiyar
bu ara aynı dertten muzdarip
oturduğu sandalye gelir gözümün önüne
yaş olmuş seksen iki, yalnızlığına ağlar
hicranını gelmiş kâlû belâ vaktiyle sayar
pek âlâ güzel sayılacak iki kelam etmiştim
bir miktar övüp, talihine teessüf demiştim
mikyası müşkül işin peresti şekvada şayan
gel de bu işe şimdi nokta koy, nerede izan
düşünüp aldım elime mavi mushafı,
açtım ölüler için okunan bilinen sayfayı
derinden bir bismillah çektiysem de, düşürdüm
abdestsiz gönlüme şüpheden kurdu eğleyip
mağrip güneşine bakındım ağrıyan gözlerle
ne vakit güzel bir şey yaptığımı düşünsem
böyledir neticede hasıl olan, necis meselem
su aklarsa, binde birine ilişir, şükür buna da
daha söze ne lazım, benimle esliha-i cariha
İsra bir hüküm olmuşsa mukadderat içinde
çok yol gitmeye ne hacet, önce kalp çarpmalı
türkçesinden okumaya başlayınca uzar iki hece
ne geceler ben el hasretiyle soğudum
başladığım yerde bitti numaralar
dördünde hikmet varsa
yedide garip baha renk
dersem niyetim aşikar olur amma-
düş telaşından ölüm, edemem güçlüce cenk
bir mısrada isterse yiter
gemiyle yarım ayda gider
tren deme, düdüğü hasret biçer
sen bilmezsin bu hallerin asıl sebebini
hem bilsen kafiyeden düşürdüğünden daha tez
ölüm olur ellerin
meğer der yürekte bir şey, bu muydu azrail
udi sefil, ne çalarsın dünden beri böyle
boynu tez kesilsin, sin de sin, bir hiçliğin imi
ahvalden emevi raksına odun taşır ehli kin
Hay gördün mü, ağız değil mübarek, şer yuvası
tescil edilmiş fenalığıyla tesvilât nazar etmiş
bana sualsiz niyet besleyenin haline acırım
ne gözüm kaldı gönlünde, ne bir aşk sebepsiz
arif olmaya takadi kalmayan afirliğe lüzumu ne?
sen kendi derdine yan
bir yanında kadifeden kesesi
bir yanında mazinin acip muhayyilesi
ıı
Kahve Yemen’den beri
oturdum kaldım dünden, sebep ne ki?
ihtiyarın ettiği iki sözde, özde tabip olsaydı zaman
vakitlice düşerdin aklımdan
döndüm sözüme, ortalık iyice boş
bir hoş olurum da, olmayagör, aman ne hoş
davulun uzaktan gelen sesiyim
diken üstünde cennet çehrendiyse, çehrele
iki güzel söze düştüğümdendir kalbim
köz olmuş sevgiyi yanlışlarda arayana
çeksin o ince dudaklar, çeksin bir naz uğruna
-iç savaş
dur kanat
gör fakat
ne yavaş-
alışkınım, fi tarihinden itibaren böyledir
bir güzel bilmeyegörsün, dünden mecnun gibidir
-dudakta ah
gelme yaşat
sus da anlat
dinsin sabah-
değil öyle bildiğin gibi, icaz alınır muhakkak
kapıysa kapı, yazıysa yazı, sanma ki bu iştikak
-bil yaşa
doğ güneş
kalpte ateş
ummam haşa-
yorgun oluyor şimdi dörtyüzseksenyedi gün
birazdan çağırır beni, senden hadsiz düşün
ııı
Şirindi şiirin ya,
ani zelzeleler muhatabıyım, buyurun efendim
bir mısra kediye ayırdık okşansın diye
bir fasıl cami önünde tatlı esen melteme
birini eski hanın önündeki ela gözlü kerimeye
şimdi her biri gülü yeknesak pay eder kendine
ben ne çiçekteyim artık, ne hayaller peşinde
isra muhabbettir, ilim irfan bidat bahçesinde
bir garip kuyuda Yusuf olacağız dersek, yalan
böylesinin günahı eder baharı baştan sona talan
ey sevgili
ihtiyar için gün; dörtyüzseksenyedi
bana ise hicran ebedi.
5.0
100% (7)