GELMEZ KALEME
GELMEZ KALEME
Anadolu’da genellikle, Evin büyük oğlu, Baba vekili sayılırdı. Bütün sorumluluğu, Üzerine alırdı… Kardeşler gurbete gider, Ana baba müsaade eder. Sen de gitmek istesen, Önüne çıkar engeller… Zaten karışmışsındır, Çoluğa çocuğa. Alışmışsındır biraz da Köy işlerinin zorluğuna… Ha bugün, ha yarın derken Zaman; su gibi Akıp, geçip giderken, Aklına mı gelir, gurbet… Yaşın biraz ilerler, Bütün işler seni bekler, Yaşlanmıştır anan, baban Etsen bir gurbet lafı, Söylediğine olursun pişman… Teker teker evlenir, Küçük biraderler. Yorgunluğu cabası Bir de üzerine kalmaz mı? Düğün, dernek masrafı… Söz etsen yadırganırsın, Etmesen altında kalırsın. Bunalırsın, İşin içinden çıkamazsın… Zaman ilerler, Allah geçinden versin, Göçüp giderse; anan baban Biraderler söze başlar, Bölüşmekten, paylaşmaktan… İşte o gün; ‘’keşke’’ dersin. Kendi kendine, İçin içini kemirir Kendini yer, bitirirsin… Gurbete gitseler de, Senin sayende, Alsalarda çeşit çeşit paye, Hiç merak etme! Kesinlikle hiçbir gelmez kaleme… Salih KOÇ 14 Mart 2019 / Büyükçekmece |