PANOROMA

Zannettik ki; ‘’ideal’’ her şeyi çözer!
Muallim Mekteplerini bitirenler,
Köylerde çalışmayı istemediler…

Kimisi, toprak altındaki in görünümünde,
Badana edilmiş meskenler içinde.
Kimisi de sırf kışın sıcak oluyor diye,
Koyunlarla yatıyordu iç içe.
Canım memleket!
İşte böyle bir tezat içinde…

Köylere hâkimdi, basit bir hayat tarzı.
Yıllarca insan hayatı, hiçe sayılmıştı!
Çoğu, ölüm korkusu içinde…
‘’Garibim’’, sıtmaya çoktan razıydı…

Karasaban, bilemedin kağnı!
Öküzü, ineği, davarı olan
Kendini, hissederdi çok şanslı…

Hastalık bırakmaz iki yakasını;
Biti, piresi, sıtması, veremi
Sanki olmuş asırlardır ‘’kaderi’’…

Çıkamayınca işin içinden,
‘’Sabır gösterip, tevekkül etmek’’
Düşmez ebeveynin dilinden…

Mezun olsa da Muallim Mektebinden,
Köy, köyülü bu haldeyken,
Kimse ayrılmak istemez,
Yetişip büyüdüğü şehirden…

Köye, köylüye hizmet
Yine köylü çocuklarına düşer!
Askerdeki onbaşılar, çavuşlar
Köy Eğitmen Kurslarına gönderilirler…

Başarılı olunca bu uygulama
Bin dokuz yüz kırkta
Köy Enstitüleri açılır
Anadolu bozkırında...

Salih KOÇ
12 Haziran 2019 / Büyükçekmece