4
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
828
Okunma
Azala azala çoğalan bir şeyler vardı adamın elinde.
Kadının ellerinde gebe bırakılmış bir yığın söz!
Ellerinde içi doldurulmamış defter yaprakları, kimin yazacağı bilinmeyen!
Yazmak birazda azmak düşlerinde, şımarık çocuk telaşı bu…
Canımı kıran ve sonra kaçan!
(...)
soydukça kabuklarını
daha belirgin
şekiller çıkıyor içinden,
şekilleniyor yüzgeçlerin ki
susuz bir akvaryum yüreğin.
ve herşeyi bu kadar
anlamlı kılan da bu
farklılıklar ve
hiçbir sabitin olmayışı.
ah sen
ve ben
tropik meyveler gibiyiz.
suyuyla dopdolu
ve ağızda eriyen
damaktan tad olup taşan
cinsler gibiyiz.
filmi önceden görmedin ama
çok film seyrettin
ve artık biliyorsun
kokusunu alıyorsun
karavanına çekilip
dinlendiğinde görebiliyorsun
nereye gidiyor bu
gerçekten zorlamışsan
öteki tarafa geçiş yollarını
öyle sisler bulutlar
sarar ki etrafını,
dümdüz git
burgaz ada’dan
dönüş yolundaki
kayıkçılar kadar metin ol
ne su ne hava
her yer tek renk beyaz bir sis perdesi ve
hangi film oynuyor diye
ancak içine girdiğinde
bulursun
kaçıcak hiç bir yerin
kalmadığında anla
ve dümdüz git
adaya gidiş yolu bu
semazenlerinin eteklerinden
döne döne kayacak ol,
aşkın bin parçasına
bölünerek ol
ateş toprak hava ya da su
topla uzun ayinli geceleri kanatlarından
ne varsa eterde
ve boşlukta vura çarpa,
düşe kalka,
yana yakıla
duvarlardan
ya da merdivenlerden
düşerken,
ve ancak bir sineğin güzelliğinde olabildiğinde bile
fosforlu ışıklar saç
ve göğüs kafesinin içinden
tüm vucuduna yayılan
o keskin ve iç gıdıklacı hissi tatmadan gelme!
gülüşleriyle
ve düşleriyle olanlara
elini ver ve
koparken dünyadan
yerçekiminden bile sıyrıldığını hissettiğin o yerde kal
ve uzarken
uzayın derinliklerinde
olmanın dinginliğinde,
severek ol
bugün buysa bugün bu
dünya sana
ya da sen dünyaya
kat kat ve dalga dalga saran bulutlara yaslandığın anda
işte bu
çalış çalış, kaz o içinin en gizli yerlerinde fışkırmaya ve dalgalanmaya hazırlanan
o en vahşi tohumu
içinden şelaler dolusu
nektarlar aksın
en güzel melekler
tadına baksın
her daim dönüp dolaş ,
dillerden dillere,
dilberlerin yumuşak
ağızlarından şurubun aksın
görürsün görmezsin
vardır yoktur bilmezsin,
duyarak ol..
(...)