4
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma
unutkanlığın yürek dili
inanırmıydı kendine
denize kıyısı olmayan
şehirlerde.
bu duvar işte
mavi ya da mor
gün batımlarında
ve tam tepemizde.
bu tavan,
yapılmış bir tuzak
bir kaç ışık oyunu ile…
unuttum
ne renkti gözleri kedilerin.
anıları değiştirelim
ve sokaklardan çıkalım
bir kere kendimize…
çünkü hiç bir düş
bu kadar sabırlı bekleyemezdi
yürek takviminde..
göçe zorlanmış
kavimler gibiyiz.
içimizde
deniz heyacanı ile
karayaya vuran
kaç kuşak.
ve illaki devrilmiş
gövdeleri ile
gece lambalarının
sakladığı köşelere
takılı kalmış uçurtmaları.
hangi dikenli telin
avuçlarında yırtılmıs bir çocuk gömleği bulursak
onu koklayacağız sonra.
daha sonra/
unutturma ama bana!
böyle olması
gerekiyor muydu gerçekten/
herşeyin bir anda silinip
yok olması
ve yanıp kül olması…
elimde benzine bulaşmış
çakmağın sıcaklığı
ve yarım kalmış bir şiirin
mahsunluğu ile
kimse görmeden
uzaklaşacağım
ve unutacağım söz.
bunu kendime yapacağım.
bunu sana ve herkese
yapacağım bunu
yağmura
ve aya yapacağım.
bunu anlatmayacağım.
“çok az şey bilerek
ve çok daha azını da
yanlış bilerek yaşamış olacağım”
ve hepsi bu.
bunu gerektiriyor kapılar
ve açılmıyorsa eğer odalara.
bana yüzyıl
öncesini düşündürtüyorsun
çarpışan atomların hızına tam yaklaşmışken… düşüyoruz/
ve ağırlığımız kanat kadar…
emir bu! kipleri devrildi
burç kalelerinde
ve kalan son kalkan bedenine sığındı
bir kör ebenin!
son sobem…
duymadın.
unuturma bana
benim de duyduğum
sözleri/
kalk ve toparlan…
gravatını tak!
ceketine sığ
kızardı saçların
bir kere daha.
ben bir güneş
soyu buldum…
sarı ve kızıl
bu yüzden
ateş kıvamın da
sokuldu ellerime.
bir tutam üstelik…
ve gittiğimde
infilak edecek
bir kere daha gözlerin/
sen uyurken
iki kürek kemiğine
sakladım!
oraya kadife odaları…
çelimsiz hecelerin
içe vurulmuş izleriyle / der…
biyatın edebi hali.
bu yüzden girişe/
gelişmeye ve sonuca
ihtiyaç duyar
bütün düzmece metinler.
dört mısralık
değil belki ama
alt altta
sık sık mısralara
aittir şiir.
şiirimsin..
geri dönüşü
imkansız cümlem..
dudaklarımı araladım/
ıslağında boğulacağım!
yaraya üfleyen
şifalı bir soluk nefesin ki
önce enseme
sonra soluma
sol yanıma yanaşıp,
dilimdeki tüm sözleri
bana unutturma.
(...)